TAŞTAN HAYAT « Kırşehir Anadolu Haber

TAŞTAN HAYAT

Bu haber 28 Aralık 2023 - 15:00 'de eklendi ve 185 views kez görüntülendi.

İki haftadır bu köşeden DAŞ başlığı ile seslendim siz değerli okurlarıma. DAŞ’ın hayatımızdaki yerini farklı şekilde anlatmaya çalıştığım dilimin döndüğünce.
Bu günde böyle başladım. Ama bu önceki DAŞ’lar gibi değil. Neden böyle bir yazı gereği duydum anlatmaya çalışayım.
Obruk tepesinden, Kervansay’dan, Ağ bayır’dan, Yalnız tepeden güzelim Şehrimize bir bakın. Şehir merkezinde neredeyse yeşil alan kalmadı gibi. İkizarasının bir bölümü kurtuldu. Kent park orayı kurtardı. Bu gün itibariyle o bölgede ve merkezde nefes alınabilecek tek alan. Bu gün itibariyle diyorum çünkü Belediyemizin yeni park, bahçe, oyun alanları yapımları hız kesmeden devam ediyor. Umuyorum bu alanlar özellikle çocuklarımızın nefes alabilecekleri alanlar olur.
Hemen buradan değerli Başkanım Sayın Selehattin EKİCİOĞLU’na şükranlarımı sunuyorum. Değerli Başkanım lütfen Güzelliklere artırarak devam edin.
Benim asıl değinmek istediğim konu yakın çevremizdeki piknik alanları ile bahçelerin yok edilmesi, yeşil alanlarımıza, bahçelerimize süratle yüksek yüksek binaların yapılarak beton yığını haline getirilmesi. Özbağ’dan girip Dinekbağı, İğdecik istikametinden çıkan şerit, Çukurçayır, Şalgösteren, Kındam, Ökse, Yenice mah. Sulu dere, Ortaköy yolu istikametindeki alanlarda bulunan yeşil alanlarımız, bahçelerimizin büyük bir kısmı yok oldu, süratle de yok olmaya devam ediyor ne yazık ki. Apartmanlar, siteler yüksek katlı evler derken ne bağ kaldı nede bahçe. Merkez de insanların aileleri ile, eşiyle dostuyla gidebileceği, piknik yapılabilecek yerimiz yok. Bir tek Güzler parkı var.
Asıl sorun bizlerin, bağ bahçe sahiplerinin kendi nefes alabilecekleri alanları yok etmeleri. Adına ne derseniz deyin, ister ticari deyin, ister ekonomik deyin, ister daire-ev karşılığı deyin hangi nedenle olursa olsun yeşil alanlarımız göz göre göre kayboluyor. Bütün güzelliklerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz, kültürel değerlerimiz gibi tabii değerlerimizde yok oluyor. Yakın gelecekte büyük kentlerin akıbetine bizlerde uğrayacağız gibi görünüyor. Geçtiğimiz yıl bir yakınım Almanya’dan gelmişti. Onun ifadesi. “Ben çok uzun zamandır İstanbul’a uçakla gündüz gelmiyordum. Ben İstanbul’u havadan hiç bu yılki kadar çirkin ve betonlaşmış görmemiştim.” Diyerek serzenişte bulunmuştu.
Kentleşme, gelişme, yapılaşma adına neler yapılabilir bilmiyorum. Bu konu uzmanların işi. Benim bildiğim her kim ne yapacaksa yapsın ama bu bahçelerimizi bir şekilde koruyalım. Belediye mi müdahale eder, şehir planlamacıları, mimarlar, mühendisler mi öncülük eder bilemiyorum. Birileri bir şeyler yapmalı. Vatandaş olarak bizler maddi çıkarlarımızın peşine düştük gidiyoruz. Kim haklı kim haksız onu da yargılayacak durumda değilim. Büyüklerimiz gitti. Dedelerimiz, Babalarımız, analarımız gitti, onlarlar birlikte maneviyatımız da gitti, bağlarımız, bahçelerimiz, yeşil alanlarımız gitti, gidiyor.
Son zamanlarda hiç yüksek bir yerden, Kervansaray’dan, Yalnıztepe’den, Akbayır tepelerinden, Obruk’tan şehrimize baktınız mı bilmiyorum. Bakmadıysanız ilk fırsatta bir bakın. Çok uzun zaman gitmeye gerek yok. Bundan 10 yıl öncesi görüntü ile bu günkü beton yığınlarını bir kıyaslayın. Gerçekten çok üzülürsünüz. 10 yıl çok kısa zaman. Daha eskilere giderseniz tümden kahrolursunuz. Eskiden buralardan bakınca gözlerimiz dinlenirdi. Bu günlerde bakın yeşil iyiden iyiye azalmış, kırmızılar çoğalmış, betonlaşmış, taşlaşmış.
Bu durum sadece bize has değil tabi. Yapılan tüm araştırmalar ne yazı ki Dünyanın her yerinde doğanın aynı hızla yok edildiğini gösteriyor. Bakın WWF’nin (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) yayınladığı Yaşayan Gezegen Raporu’na göre, gezegenimizdeki doğal kaynakları tarih boyunca görülmemiş bir hızla tüketiyoruz. Rapora göre, doğal kaynaklarımızı şu andaki hızında tüketmeye devam edersek, 2050 yılında iki gezegene daha ihtiyacımız olacak. Ne kaldı 2050 ye. Haydi hayırlı olsun. Bu rapordan başka daha çarpıcı, daha etkileyici raporlarda vardır mutlaka ben sadece bir örnek olması bakımından verdim.
Düşünün Denizler , göller , nehirler ve dağların yerinde, Kılıçözü deresinin, Kent parkın, Kındam’ın, Ökse’nin, Özbağ’nın, Üçgöz’ün, Dinekbağı’nın yerinde hep beton olsaydı nasıl bir Kırşehir olurdu, nasıl bir hayat yaşayabilirdik . Bence çok acı olurdu, çok sıkıcı olurdu. Hepimiz önce yaşadığımız çevreden, kendi bağımız, bahçemizden başlamak üzere Kırşehir’ín her köşesini koruma sorumluluğu içinde olmalıyız. Bağı-bahçesi olmayanlarda doğayı ve çevreyi korumak için çaba harcamalı. Bunu bütün iller, ülkemiz, dünyanın diğer ülkeleri de aynı koruma duygusu içerisinde yaparsa belki bu 2050 kalan süreyi uzatabiliriz diye düşünüyorum .
Hepimiz kıvançla, övünerek “Kırşehir’imiz cennet gibi.” derken acaba kaçımız çevremizi korumak için çaba harcıyoruz. Bu cenneti nasıl yok etme çabası içerisinde olduğumuzu düşünüp tedbir almaya gayret ediyoruz. Bırakın başka şeyleri, yakın çevremizi, parklarımızı, kaldırımlarımızı, yollarımızı inceleyin. Yalnızca sigara izmaritlerini toplasak küçük tepe yığınları oluşabilir. Bu bir telaş ve abartı değil, geçtiğimiz yıllarda aynı konuda birkaç yazı yazmıştım. Parklarımızı kirletenler ve kaldırımlarımızı kirleten dükkan sahiplerine dikkat çekmiştim. En acısı ve en üzücü olanı belli eğitim süzgeçlerinden geçmiş gibi görünen kimi kişilerin, gençlerin, öğrencilerin bu tür çirkinlikleri yaratıyor olması, bir kısım kişilerinde bu işleri gereksiz detay olarak yorumlamaları.
Lütfen artık hepimiz yaşadığımız, bundan sonra da yaşayacağımız, çocuklarımıza bırakacağımız memleketimize daha saygılı olalım. Benimle hemfikirseniz bu satırları ortak bir seslenişimiz olarak yorumlayın, değilseniz bari doğa için biraz daha duyarlı olun.
Yapılaşma ve rant uğruna bütün güzelliklerimiz yok edilmekte ve peşinden toprak ve yeşil alanlarımız yok olmaktadır. Başta kendimiz daha sonra mahalli idareler, STK’lar ve herkes buna engel olmak zorundayız. Aksi halde yakın zamanda hepimiz Taştan Hayat yaşamaya mahkum olacağız.
Galın sağlıcakla.

Gürsel SEÇİLMİŞ
Gürsel SEÇİLMİŞgurselsecilmis@kirsehiranadoluhaber.com

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.