Siyaset herkesin harcı değildir…
Siyasetçinin vizyonu olmalı, ufku acık olmalı..
Siyaset bir ufuk işidir.
Son dönemlerde “ufuk” yerine vizyon kullanılıyor.
Türk Dil Kurumu’ na bakarsak vizyon kelimesi,
kişinin ileri görüşlü olduğu,
Ufuk ise, anlayış, kavrayış, görüş, düşünce gücü, anlamlarına gelmektedir.
Siyaset, her ne kadar rakipler ile yapılsa da, onları yenmek ve ekarte etmek için kullanılan cümlelerle kendi tabanını da memnun etmek amaçlanmaktadır.
Bazen bir kaç amaç taşıyan cümleler sarf edildiğinde hepsi hedefini bulurken bazen de hepsini ıskalayıp söylenen söz, bumerang ( Bumerang özellikle Avustralya yerlileri ve ayrıca bazı yörelerindeki kabileler tarafından silah olarak kullanılan yassı bir kesite sahip eğri bir sopa).
gibi tekrar sözü söyleyeni vurur.
Siyasetçi, siyasi rakipleriyle laf cambazlığı yaparken, onların ufku veya vizyonunu değil, dünya konjonktürünü dikkate alarak bir ufuk çizmesi gerekir.
Özellikle iktidardaki siyasi partinin hedefi diğer
ülkelerin ve siyasi rakiplerinin vizyonudur.
Ama seçmeni memnun etme ve galibiyet havası
için o vizyondan arada bir uzaklaşılır.
Bir kızgınlıkla söylenmiş söz bazen ne karşı tarafa ne de sözü söyleyene yakışmaz.
Millet, bu sözün sahibinin söyleyen mi?
Söylenen mi ?
Olduğunu çok iyi görür.
Millet olarak, hangi siyasi parti genel başkanı veya parti olursa olsun, benimsemediğimiz bir anlayışa ve kişilere yönelik en büyük tepkiyi seçimde kendisine oy vermeyerek gösteriyor zaten.
Oy vermediği siyasetçinin, siyasetinin dışında tipinden, konuşmasından, tarzından hoşlanmadığı için darp etmek veya ağza alınmayacak şekilde konuşmak bizim gibi
aziz bir millete yakışmaz.
Siyasetten ve siyasetçiden ufuk beklerken, asıl ufuk sahibi olması gereken oy veren bizler olmalıyız.
Bizim ufuk sahibi olmamız ucuz vaatlerle kandırılıp oy potansiyeli olmamızın da önüne geçecek bir meseledir.
Bir de şöyle düşünün, kendisi için akrabalarınızı kırdığınız aile içinde ağzı köpürerek savunduğumuz parti daha siz hayatta iken siyaset sahnesinden silinip gidebiliyor..
Ama cenazenize akrabalarınız geliyor …
Birini sevdiğinde tüm kusurlarını görmezden gelen, birini sevmediğinde gözünün üstündeki kaşı bahane eden milletimiz!
Tarih sahnesinde, geriye doğru baktığımız da, yüzyıllarca bağrında Ermeni, Yahudi, Hıristiyanlar vb. yaşayan,
yaşatan bir milletiz..
Farklı düşünen insanların fikirleri dövülerek düzeltilseydi Milli eğitim kurumları ve üniversitelerde dayağın kralı atılmalıydı.
Konuşmalı, dinlemeli, tekrar konuşmalıyız…
Cennet – Cehennem bile tercih meselesidir.
Eğer sizin savunduğunuz değerler cennet bile olsa, kimseyi döverek cennete sokamazsınız. Vesselam…
Hoşça kalın dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen