Ramazan ayı ve İslam, bilmeyi gerektirir.
Bereketli bir aya girdik.
Bu ayın başlangıcı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan bir aydır.
Öncelikle, bütün hemşerilerimin mübarek Ramazan ayını tebrik eder,
bu bereketli ayı yüksek oranda manevi bir havada geçirmelerini dilerim.
Çünkü bu ayımız, on bir ayın sultanı olan bir aydır.
Bu ayda Kur’an ayetleri vahiy yoluyla Peygamberimize Cebrail meleği tarafından iletildi.
Cenabı Hakk’ın Cebrail’i vasıtasıyla gönderdiği bu evrensel mesajlar,
o günden itibaren bugünlere kadar geldi.
Ama 1400 yılı aşan bu sürede bu evrensel metinlere yürekten iman eden müminler,
hayatlarını bu düstura göre düzenleyerek ahiret hayatlarını garantiye aldılar.
İşte Kur’an ayetlerinin hikmeti burada yatmaktadır.
Peki, bu Kur’an ayetlerini birkaç cümleyle özetlemek gerekirse, ne demek gerekir?
Allah’tan gelen bu ayetlere ve hükümlere kalp ile yürekten inanılmasının gerekli olduğuna
buna inananların mümin diye adlandırılacağını Allah’a şirk ve ortak koşmanın
en büyük suç ve ahlaksızlık olduğu bildirilmektedir.
Müminlerin bireysel hayatlarını bu emirlere göre tanzim etmeleri emredilmekte,
nasihat edilmekte, bunlara uyulmazsa kişinin dünya ve ahiret hayatının işkenceler
içinde devam edeceği ve bunun sonundaysa insanoğlunun hüsran olacağı beyan edilmektedir.
Bu ayet emirlerine yürekten inanıp yerine getiren müminlerden iki özellik:
Adalet ve ahlaktır.
Bu ayetlere inanıp da hayatını bu şekilde geçiren insanlar,
diğer insanlara karşı adaleti temsil ederler.
İnsanlar arası ilişkilerinde adaletli davranırlar.
Bu emirleri yerine getiren müminler, günlük sabahtan akşama kadarki bireysel
ve toplumsal yaşamlarında bir ahlak örneği olurlar.
İnsanlar bu ahlak örneğini gördüğü zaman imrenirler.
Bu manzarayı gören gayrimüslim insanlar veya topluluklar, tahrif olmuş bir dinin kendilerini
mutlu etmediğini ruhlarında yaşadıklarından dolayı bu ahlaklı ve adaletli
Müslümanlardan etkilenirler.
Grup grup İslam’a gelirler ve mümin olurlar.
Yani bunu pratiğe dönüştürdüğümüz zaman ahlaklı ve adaletli bir Müslüman,
aşağıda maddeler halinde sıralanan hareketleri asla yapmaz;
*- Allah’ın ve Resulünün uygun görmrdiği davranışları yapmamak.
*- Allah’ın Kur’an’da emrettiği farzları yerine getirmemek.
*- Mümin, asla insanlara iftira etmez.
*- Mümin, mahkemelerde asla yalan yere şahitlik yapmaz.
*- Mümin, asla hırsızlık yapmaz.
*- Mümin, asla kadınlara tacizde bulunamaz.
*- Mümin, asla eşini darp edemez.
Bir tokat vurma hakkına dahi sahip değildir.
Bunu daha da çoğaltabiliriz.
Yukarıdaki maddeleri eğer bir kişi Müslümanım diye
beyanda bulunuyorsa, bu insan tiplemesi, yeryüzünün en tehlikeli ve aşağılık yaratığıdır.
İşte yeri gelmişken şunu hatırlatmak isterim:
Allah ve Resulünün istediği tarzda mümin olmak istiyorlarsa yapacakları ilk iş;
*- Allah’ın ayetlerini yorumlamasıyla birlikte okumak…
*- Peygamberimizin hayatını anlatan siyer kitaplarını okumak.
İslam, bilmeyi gerektirir.
Neye iman edeceğinizi öğrenmek için bilmeniz gerekir.
Bilmek ve öğrenmek olmadan iman asla olamaz.
İslam’ın diğer dinlerden
en büyük farkı burada yatmaktadır.
Türkiye’de yapılan en büyük hata, burada yatmaktadır.
İnsanlar iman ettikleri dinin
özelliklerin bilip uygulamıyorlar, bilmeden öğrenmeden iman ettiler.
Sonrasında çeşitli cemaatlere ve tarikatlara girerek, din adına hüküm veren
kişi ve grupların avuçlarına düştüler.
Feci sonuç ortadadır.
Bunun bedelini bireysel ve toplumsal hayatımızda acı bir fatura ile ödedik.
Ve ödemeye devam ediyoruz.
Allah akıl vermiş ilk emri Oku, okuyor muyuz, araştırıyor muyuz?
Düşünebiliyor musunuz yakın geçmişte bir cemaatin lideri, Bornova’da bir camide vaaz
verirken caminin içine müminlerin arasına Hazreti Muhammed’in(sav) geldiğini söyledi.
Ve onu dinleyen binlerce insan hüngür hüngür ağladı.
Neden ağladı?
Çünkü camide Hazreti Muhammed (sav) ile aynı safta olduğuna inandı.
Bu saf ve cahil Müslümanlar, işte siz İslam’ı bilmeden hayat sürerseniz ve
cahil bir inanışa inanırsanız….
Bir hain vaiz çıkar, müminleri böyle kandırır.
Ne mutlu İslam’ı Kur’an’dan öğrenip, günlük hayatına aksettirip yaşayanlara.
Ne mutlu ki, bu yaşantısının sonunda karşı tarafa adalet ve ahlakı yansıtan Müslümanlara…
Tez zamanda virüs belasından kurtulup, insanlığın huzur ve mutluluklar bulmasını dilerken;
Ramazan-ı Şerif ayınızın sizlere ve bütün İslam âlemine bereketli sonuçlar
getirmesini diliyorum. –derleme- Vesselam…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen