Türkeş’in dilinden TÜRK ve Gençlik;
Ülke adım adım yok olmaya gidiyor..
Ve görüyoruz ki hepsi bir plan dâhilinde ilerliyor.
Dünyanın hangi ülkesinde ırkına ve ismine düşman olan bir hükümet vardır..
Merkel’in falan çıkıp “ne alman ne de Almanya ismini kullanamayacaksınız artık” dediğini düşünsenize..
Düşünemediniz değil mi?
Türkiye bir an önce kendine gelmelidir..
İktidar boşuna mı Hüdapar ile ittifak kurdu boşuna mı ?
Türkiye’yi mülteci ülkesi yaptılar?
Bakın Reis TTB toplantısında ne demişti;
‘’Kullanamayacaksınız, ne Türk kavramını ne Türkiye ismini.’’
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997’de geçirdiği kalp krizi sonucu Ankara’da vefat etti ve vefatından bu tarafa 28 yıl geçti..
Allahtan rahmet diliyorum…
1997 den bu tarafa köprülerin altından çok sular aktı..
Alparslan Türkeş ve DEP Milletvekili Orhan Doğan, 8 Kasım 1993’te Çapraz Ateş programında Kürt vatandaşlarla PKK yi nasıl ayrı gördüğünü ve bu konuya bakış açısını anlatmıştı.
Şimdiki yöneticilere bakın Türkeş in açıklamalarına bakın..
Rahmetli mezarında acaba rahatsızlık duyuyor mu?.
Gelin şimdi Türkeş’in dilinden Türk ve Gençliğe bakışına bakalım;
Sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet ve hile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlâktan mahrum bir hürriyete, tefecilige, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum.
Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu,
ALLAH YOLU’na çağırıyorum.
Modern medeniyetin en ön safına geçmek üzere sıçramaya çağırıyorum.
Sizlere kolay bir başarı, vaad etmiyorum.
Kısa zamanda bir iktidar umanlar bizimle yola çıkmasınlar.
Yolumuz uzun ve çetindir.
Bu yolda karşınıza menfaat teklifleri, tehditler ve daha bir yığın engel çıkacaktır.
Bu çetin yolda dayanabilecekler, bizimle gelsinler.
Cesur olanlar, kuvvetli olanlar, gerçekten inananlar kafilemize katılsınlar.
Biz Türkiye’de fikir, ruh ve beden sağlığı tam, fikri hür, vicdanı hür, ezilmeyen ve ezmeye hevesli olmayan yüksek bir iradeye sahip,
devletin ve milletin geleceğinin sorumluluğunu taşımaya hazırlanan, nefsine güveni olan bir gençlik istiyoruz.
Türk milleti bölünmez, kutsal bir bütündür.
Hangi partiden olursa olsun veya partisiz bulunsun, her vatandaşın refahını, hürriyetini, şerefini korumayı ve sağlamayı bu milletin bir ferdi olarak namus borcu saymaktayız.
Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar.
Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.
Mücadelemiz her ne pahasına olursa olsun, siyasi kazanç mücadelesi değil, ahlâk ve fazilet mücadelesidir.
Bu mücadelenin karakteri yıkıcı değil, yapıcı olmaktır.
Bu şerefli mücadeleye Türk milletini davet ederim.
Türk Milletine Bizans‘dan geçme bir Hastalık vardır.
Gevşeklik, lâubalilik, dedikodu, fitne, fesat, terbiyesizlik, birbirini beğenmemek, sır saklayamamak, rastgele lâf söylemek…
Bu hastalık sizde de var.
Bu hastalığı tedavi etmeniz lâzımdır.
Bu hastalığı tedavi etmezseniz, kendinize yol seçiniz.
Milliyetçi Hareket’te bir saniye daha fazla kalmayınız.
Benimle dava arkadaşlığı edecekseniz,
her şeyden önce vasıflı Türk olmaya mecbursunuz.
Türk Milletini batıran, Bizans’ı batıran,
Osmanlı İmparatorluğunu batıran hastalık budur.
Türk milliyetçiliği meşru savunma, yüksek insanlık duyguları ve Türk Milletinin kendi tabii haklarının savunulması, korunması duygusu ve iradesinin, şuurunun bir ifadesidir.”
“Biz aziz milletimize müreffeh, kuvvetli ve büyük bir Türkiye taahhüt ediyoruz; kendimizi millete adıyoruz.
Ve Türklük yoluna başlarımızı koyuyoruz.”
“Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir.”
“Milletler arasındaki mücadele şuurundan mahrum olan toplumlar başkasının boyunduruğu altına düşerler.”
“Milletler, yabancı kuvvetlerin ordularınca yok edilmeden önce manevi ve fikri güçleri tarafından esaret altına alınırlar.”
“Türk aydınları için Batı’nın sığınması olmak
bir ideal olarak benimsenmiştir.
Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez.”
“Türkiye’nin yükselişi ithal fikirle olmaz.
Hiç bir yabancı, Türkün menfaatlerini
Türk Milletinin kendisi kadar düşünemez.”
“Davalarımızın çözümü kendimize dönmek,
sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.”
“Gençliğimizi büyük bir savaş beklemektedir.
Bozgunculuğa, tembelliğe, ahlaksızlığa, cehalete, yalancılığa karşı büyük bir savaş.”
“Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.”
Şunu görüyoruz ki, geçmişte kavgada yapsalar, çekişseler de hepsinde bir vatan sevgisi vardı –alıntı-derleme- vesselam
Hoşça kalın dostça kalın sağlıklı kalın..
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen