RAMAZAN YAZAR’dan Herkes zarların hileli olduğunu biliyor mu? « Kırşehir Anadolu Haber

RAMAZAN YAZAR’dan Herkes zarların hileli olduğunu biliyor mu?

Bu haber 09 Nisan 2025 - 13:48 'de eklendi ve 729 views kez görüntülendi.
Herkes zarların hileli olduğunu biliyor mu?
Kanadalı sanatçı yazar, şair, müzisyen vb.
Leonard Cohen, tarihe altın sözler söylemiş ve geçmiş insan.
Onu bu kadar meşhur eden müthiş sözler şöyle;
“Herkes biliyor zarların hileli olduğunu.
Herkes yuvarlanıyor iyi şanslar dileyerek.
Herkes biliyor savaşın sona erdiğini.
Herkes biliyor iyilerin kaybettiğini.
Herkes biliyor dövüş önceden ayarlanmıştı.
Yoksullar yoksul kalır, zengin zenginleşir.
İşler böyledir.
Herkes biliyor.
Herkes biliyor teknenin su aldığını.
Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini.
Herkeste babaları ya da köpekleri biraz önce ölmüş
gibi buruk bir his var.” LEONARD COHEN
Leonard Cohen,
Bir büyük hakikata çarpıcı sözlerle parmak bastı.
Gerçekten Cohen’in dediği gibi herkes biliyor mu
zarların hileli olduğunu?
Herkes biliyor mu teknenin su aldığını ve
kaptanın yalan söylediğini?
Sorunun cevabı ne acaba?
Gerçekten herkes biliyor da bilmezlikten mi geliyor?
Bence sorunun cevabı “evet” herkes biliyor.
Ve herkes her şeyin farkında.
Peki, herkes her şeyin farkındaysa nasıl oluyor da
kimse bir şey demiyor?
“Kaptan gemi su alıyor ve sen yalan söylüyorsun” diye?
Niye herkes kral çıplak demiyor veya diyemiyor?
İşte bu sorunun cevabı aslında hem çok kolay hem de çok zor?
Artık öyle bir zamanda yaşıyoruz ki bilgi çağı deniliyor.
Artık haber ve olaylar o kadar çabuk yayılıyor ki,
birkaç dakikada belki de tüm dünya hadiselerden haberdar oluyor.
Kısaca ben duymadım,
bilmiyorum görmedim demek imkansız.
Sosyal medya ve arama araçlarıyla bilgiye anında ulaşılabilmekte.
Bilginin doğru olup olmadığı farklı kanallardan kontrol edilebilmekte.
Yeter ki oku, düşün ve anla.
İşte bu noktada bilgiye, gerçeklere ulaşabilen
insan için zor kısım başlıyor.
Gerçekten hakperest olup olamama durumu.
Hakperest insan, doğru hoşuna gitmese de, kendisine
zarar da verse doğruyu kabullenir, yani haklıya hakkını teslim eder.
Yiğidi öldürür ama hakkını verir.
Hakperest olamayan varlık ise, inandığına, inanmak istediğine,
menfaati uygun olana inanır.
İnanır da hakkaniyet duygusunu ve vicdanını yitirir.
Aslında ne kadar da iyi biliyor her şeyi tüm çıplaklığıyla.
Ama gel de göster gösterebilirsen.
Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki?
İşte zarlar hileli de olsa, gemi su da alsa, kaptan yalan da
söylese inanmak istediklerine inanan bu sefil ruhlar olduğu müddetçe,
ne hileli zarların düzelmesi, ne geminin sağlam olması ne de kaptanın
doğruyu söylemesini beklemek hayalcilik olur.
Tıpkı Türkiye’de yaşadıklarımız gibi farkı var mı?
Zarlar hileli mi hileli…
Gemi su alıyor mu alıyor…
Ülke olarak ne durumdayız, elle tutulacak tarafımız yokta..,
Şimdi ne oldu?
Üretemez olduk.
Satacak ne kaldı.
Dünya çiftçilik ve tarım üretiminde söz sahibi iken dışarıdan almaya başladık..
Her şeyi sattık ya, sonra alanların elinde silah olarak bize çevrildi.
Hala satıyoruz.
Gazete basacak kâğıt bile bulamıyoruz, SEKA yok artık.
Dışarıdan dolarla alacağız ya.
Sonuç: Şarbonlu inek, sopa gibi kullanılan ülke savunma gereçleri,
satılan bütün değerlerimiz elimizden kayıp gidiyor.
Her yönüyle anlaşmalar içine gizlenen şeyler,
Ülke gelişmesine engel ve neden olmuyor mu?
Bütün sıkıntıları millet olarak ülkem insanı çekmiyor mu?
Ülkemizde dış güçlere sattığımız iç kaynaklarımız ve
Milli değerlerimizle bizi kendilerine kul etmenin peşindeler.
Yapıyorlar da.
Olmadı her şey bizim siz burada fazlasınız evi boşaltın
diyecekler diye de korkmamız gerekmez umarım.
Henüz geç olmadan elimizde ne kaldıysa sıkıca sarılıp,
Ülkemizi bu çakal oyunlarından ve çıkmazdan kurtarmakta
Seçtiklerimizin görevi değil mi?
Biz evin içinde ne kadar tutumlu olsak dahi evin dışından
gelen güçler ve evin hovardası deveyi hamudu ile götürür.
Ve;
Kaptan yalan söylüyor kendi bile inanıyor söylediklerine..
Sonra muhalefetin yapamadığı muhalefetliği yapıyor kendi kendine..
Söylediklerine dikkatli bakın kendi kendine en ağır eleştirileri yapıyor..
Yerli ve Milli yalan makinemiz de Türkiye İstatistik Kurumu da…
Düşeş mi istiyorsun?
Düşeş atıyor.
Hep yek mi istiyorsun?
Hep yek atıyor.
Enflasyon kaç isteniyorsa, onu çıkarıyor.
Peki, halk bunu bilmiyor mu?
Biliyor.
Artık mızrak çuvala sığıyor mu sığmıyor…
İktidara biat etmişler bile artık homurdanıyor görünmeyen yerlerde…
Çünkü herkes çarşıda pazarda gerçek enflasyonu görüyor.
Yirmi lira ile yirmi beş lira ile gofret bile alınmıyor.
Yüreğinde bir parça vicdan olanlar da,
TÜİK’in açıkladığı rakamların koca bir palavradan ibaret olduğuna emin…
Şimdi son duruma şöyle bir bakalım:
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) aylık enflasyon rakamlarını açıkladı.
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin 2025/Ocak döneminde emekli aylıkları
oran yüzde 15,75 olarak gerçekleşti…
Memur ve memur emekli aylıkları yüzde 11,54 oranında artırıldı..
Çarşının pazarın enflasyonu ile devletin açıkladığı
rakam arasında hiçbir alaka yok.
Esnafa, alışveriş yapan vatandaşa soruyorlar…
Esnafın enflasyonu yüzde 80-90- bazı ürünlerde % 200 ’den de fazla…
İğneden ipliğe gelen zamlara tek tek değinmeyeceğim, ancak Akaryakıta,
doğalgaza ve elektriğe gelen son zamlar artık bu iktidarın niyetini iyice belli etti.
Nedir derseniz Hayim Nahum doktrinleri yürüyor merak eden açar bakar
bu nedir diye, gerçi bende yazdım uzun uzun ama….
Dövize bağlı bir ürünse, artışların arkasından yetişilmiyor..
TÜİK rakamlarıyla kandırılan halk güveni sıfırlandı..
Güven olmazsa ekonomi düzelmez.
Açıkladığınız rakama vatandaş;
‘Hadi canım’ diyorsa, güveni nasıl oluşturacaksınız?
Bu sözlere aynen katılıyorum.
Bu rakamlara vatandaş ‘Hadi canım’ diyorsa,
toplumsal ve ekonomik güveni nasıl oluşturacaksınız?
Ama dedim ya;
Zarlar hileli.
Kaptan da biliyor geminin su aldığını…
Ne demişler.
Vatandaş her şeye razıysa;
Kel başa şimşir tarak çok bile. Vesselam…
Hoşça kalın, dostça kalın, sağlıklı kalın… …
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.