Siyasetin tüccarları var mı var..
Ve bu siyaset tüccarları;
Bugün konuştuğunu, yarın inkâr ediyorlarsa…
Yani, bugün tükürdüğünü yarın yalıyorlarsa..
Yine de pişkin pişkin yol almaya çalışıyorlarsa…
Ve bütün bunlardan sonra;
Yalan-yanlış konuşmaları taraftar buluyorlarsa…
Hala kendisini ayakta çılgınca alkışlıyorlarsa…
Ve bu şahsiyetlere biat etmişlerse..
Bu toplumun bir kesimi;
Sürü psikolojisini çoktan kabullenmiş demektir…
Tarafsız olması gereken yayın organları;
Efendilerinin keyfine yönelik yayın yapıyorlarsa…
Bugün ‘kara’ dediklerine, yarın ‘beyaz’ diyorlarsa…
Yani, çevresini kirli ve yalan bilgilerle kirletiyorlarsa…
Bu toplum balıkçı tabiriyle;
‘’Zokayı çoktan yutmuş’’ demektir…
Eh, bundan sonra;
“Balık baştan kokar” denildiğine göre…
Gövdesi de mutlaka kokacaktır…
Veya da başka bir ifadeyle;
Öndeki kara koyun nereye yol alıyorsa,
ardındakiler de hiç sorup sorgulamadan
onun ardından yol alacaklardır…
Örneğin;
Evde ana-baba çocuğuna efendisini
taklit ederek konuşacaktır…
Çarşıda bakkal-esnaf biat ve itaat ettiği
efendisinin üzerine toz kondurmayacaktır…
Kamuda çalışanlar;
Bir ‘rütbe’ daha yükselmek için
yalana-yanlışa ses çıkarmayacaktır…
‘Tamam efendim, olur efenim”
övgüleriyle yol alacaktır…vs.…
Düşünüyorum da;
İster yönetsel güç olarak fildişi kulelerde
oturanlar olsun…
İsterse bunlara ‘kalem efendiliği’
yapan malum yayın organları olsun….
Acaba bu toplumu yalan ve yanlış bilgilerle
kandıranlar;
Yarın gerçekler ortaya çıkınca, çocuklarının,
torunlarının gelecek neslin yüzüne nasıl bakacaklar?
Çok merak ediyorum…
Her neyse…
Ben bu konuyu galiba doğru-dürüst
pek anlatamadım…
En iyisi ben aradan çekileyim de,
sözü vatan haini(!) Nazım Hikmet’in
‘’Ellerinize ve yalana dair’’
Dizeleriyle baş-başa bırakayım…
“İnsanlarım, ah benim insanlarım.
Antenler yalan söylüyorsa
Yalan söylüyorsa rotatifler,
Kitaplar yalan söylüyorsa,
Duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa
Beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
Dua yalan söylüyorsa,
Ninni yalan söylüyorsa
Rüya yalan söylüyorsa
Meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerin ay ışığı..
Ses yalan söylüyorsa
söz yalan söylüyorsa..
Ellerinizden başka her şey
Herkes yalan söylüyorsa,
Elleriniz balçık gibi itaatli
Elleriniz karanlık gibi kör,
Elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
Elleriniz isyan etmesin diyedir…
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
Bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir..”
Sanırım bu sözlerin üzerine de daha fazlı söz söylenmez…
Sağlık ve esenlik içinde olalım…
Ve bununla birlikte;
Biz yine de yalan konuşmaktan uzak kalalım…
Ve yalan konuşanlara da fazla
kulak asmayalım! .
Siyasetin tüccarlarına, yalana, dolana karşı çıkalım..
Mart 2024 seçimlerinde ‘’zokayı yutmadan’’ halkın tek
güç olduğunu bütün çıkarcılara, halkı küçük görenlere ve
halkı tanımayanlara tanıtalım.. Vesselam…
Hoşça kalın dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen
