– UNESCO 2021 yılını KIRŞEHİR Kültür ve Müzik şehri ilan etti.
– Bozlaklarıyla,Türküleriyle,Kültürüyle,Gelenek,Görenek ve yöresel oyunlarıyla tamda yerinde bir karar verilmiştir.
– KIRŞEHİR’i bu denli yüceltmede gayretleri olanlara, UNESCO’ya önerenlere, kabul edenlere, tanıtımını yapanlara ve bu boyuta taşıyanlara ne kadar teşekkür etsek azdır.
– AHİ EVRAN-I VELİ, YUNUS EMRE, HACIBEKTAŞ-I VELİ, ŞEYH EDEBALİ gibi Anadoluda KIRŞEHİR’imizde yaşamışlar, Türk islam alemine kalıcı bir kültür ve maneviyat vermiş anadolu erenleridirler.
– Diğer yandan Aşıkpaşa’nın dediği gibi
TÜRK DİLİNE KİMSELER BAKMAZ İDİ
TÜRKLERE HERGİZ GÖNÜL AKMAZ İDİ
TÜRK DAHİ BİLMEZ İDİ BU DİLLERİ
İNCE YOLU OL ULU MENZİLLERİ
– Dizelerinden anlaşılacağı gibi Türk’ün dahi kendi bilmediği Türkçemize sunduğu katkılar.
– CACABEY camiinin önceleri dünyanın ilk gök bilimi yapan medresesi olması, Süleyman TÜRKMANİ, Ahmed-i GÜLŞEHRİ gibi kişilerinde Kırşehirimizde yaşamış olması bizleri diğer illerden ayıran güzel bir önceliktir.
– Şimdi gelelim yukarıdaki güzellikleri taçlandıran anadoludaki bozkırın ozanlarına yani ANADOLU ABDALLARINA
– Kaman yöremizde yaşadığı bilinen Avşar yiğidi DADALOĞLU, Toklumende AŞIK SAİD ve oğlu SEYFULLAH, MUHARREM ERTAŞ, AYVAZ BAŞARAN, eskilerden BULDUK USTA, KABADAYI, ABİDİN ERTEM, EROL CÖKE, SEYİT ÇEVİK, ÇEKİÇ ALİ, NEŞET ERTAŞ, ŞEMSİ YASTIMAN, KOCA BEKTAŞ USTA
ve önceleri çalgıcı yaftasıyla küçümsediğimiz adını sayamadığım niceleri, hani o kızı serbest bırakırsan ya davulcuya yada zurnacıya varır, cümlesinin içeriğindeki horlanmışlığı unutamayız.
– Pandemi nedeniyle eğlence sektörünün bittiği ve birçok işletmenin kapandığı 300-500 kişilik düğünlerin bile iptal olduğu, bu dönemde spor salonlarına binlerce kişinin katıldığı parti kongrelerini gördükçe meteliksiz ceplerine ellerini sokup, başlarını yere eğip
isyanlarını içlerine atan, Neşet ERTAŞ’ın GARİP mahlasındaki gibi kalmış gariban müzisyenlerimizdir onlar.
– Unutmadığım bir dörtlük vardı, cuk diye yerine oturdu, burada da kullandım,
-SAĞLIĞINDA NİCE EHLİ HÜNERİN
-BİR TUTAM TUZ BİLE YOKTUR AŞINA,
-ÖNCE ONU ÖLDÜRÜRÜZ AÇLIKTAN
-SONRA TÜRBE DİKERİZ BAŞINA.
– Ne kadar da anlamlı söylenmiş, ahde vefanın bundan daha güzel izahı olamazdı.
– Burada KIRŞEHİR Belediye Başkanı Selahattin EKİCİOĞLU’nun bir kısım müzisyeni rencide etmeden ve reklamını yapmadan yaptığı desteğide biliyoruz.
– Şehr’ül Emin’e de bu yakışırdı, Abdal aşiretinin de yöreninde takdirini kazanmaya devam ediyor, buda böyle biline .
– Birde bu desteklerden mahrum olanlarda yok değil, oda ayrı bir sıkıntı.
– Ana yol güzergahına Neşet ERTAŞ’ın resmi, altına Abdal aşiretinin program sonrası Terme kaplıcası traverterleri önünde çekilmiş topluca fotoğrafları, üzerinde UNESCO TESCİLLİ MÜZİK ŞEHRİ KIRŞEHİR yazan dev bilbortlar hepside çok güzel.
– Anadolu bozkırının yerleşim yeri olan merkezin girişlerinde göze çarpmaması da mümkün değil, ama bizim abdallarımızda oralı bile değil. Küçük çaplıda olsa düğün, nişan, kına ufacık bir eglence, hak getire bir yıldır siftah bile yok.
– Davul, zurna, saz, keman paslandı, tesisatlar örümcek ağı bağladı.
– Bir kere tın dese kandile yağ damlayacak ama nerde, haller vahim.
İcra ettikleri düğünlerden sonra yorgunluk çıkarmaya kendilerine kurdukları içkili, mezeli, müzikli, sohbetli oturarak alemleri, hepsi anılarda kaldı.
– Birgün eski günlere dönebilmenin özlemiyle o günlerin tatlı sohbetlerini genç kuşaklara anlatacaklar, da bu zor günler aşılabilinseydi.
Kalan abdallarımızın da neslini tüketmeden kendilerine sual etseydik,
AHVALİNİZ NASILDIR diye, alıcagımız cevap herhalde
HEP BİR AĞIZDAN PERİŞANIZ olurdu.
– SÖZÜN BİTTİĞİ YER.
