Yine karlar yağdı gönül dağıma
Kime ne söyleyim, kime ne deyim?
Yaz ayında gazel düştü bağıma
Kime ne söyleyim, kime ne deyim?
…….
Yaşadığımız günlere uyduğu için Değerli üstat Musa Eroğlu’nun türküsünün bir dörtlüğü ile başlamak istedim bugün. Gerçekten başımıza karlar yağıyor ve bizi donduruyor. Kar dışında da bir şeyler yağıyor, dolu mu, boran mı, fırtına mı kestiremiyoruz. Yağıyor da iyi bir sel gelip ortalığa saçılan, sokakları batıran pislikleri alıp götürmüyor bütün pislikler en iğrenç haliyle ortalıkta duruyor. Bizler. Bizler ne yapıyoruz. Hiçbir şey. Sadece seyrediyoruz, iğrençliklerden midemiz bulanıyor, kusuyoruz, ahlarla, vahlarla, beddualarla ortalıkta dolaşıyoruz ve yağan karlar bizi donduruyor o kadar. Yarın öbür gün ortalık biraz durulur, ısınır bizimde donmuş vücutlarımız çözülür, kımıldanırız normale döneriz. Kar yağarken donmayan, ateş düşen ve gürül gürül yanan yürekler hariç tabi. Klasik söylem. Ateş düştüğü yeri yakar, kavurur ama sönmez. Kor olur orda kalır.
Neden bahsediyorum, gündemdeki hangi konuyu irdeliyorum, yada irdelemek istiyorum inanın bilmiyorum değerli okurlarım. Kaç gündür yazmak istiyorum ama ne yazacağımı bir türlü bulamadım. Şimdi içinizden bir çoğunuz da diyecek ki “ el insaf bu ortamda da yazacak bir şey bulamıyorsan pes doğrusu”. Haklısınız, hem de çok ama ben içinden bir türlü çıkamadım.
Uzun zamandır yazı dizisi halinde sunmaya çalıştığım çocuklarımız, çocuklarımızın eğitimleri, 22 yılda 18 kez değişen, Atatürk ve Laiklik vurgusunun azaldığı eğitim sistemi (yeni müfredat), iyiden iyiye siyasallaşmış sistem içerisinde kaybolup giden, her yıl kayıt sildiren 300 bin çocuğumuz, AVM ler dışında gidecek yeri olmayan 11 Milyon öğrencimiz, 3 yılda okulu bırakmış 900 bin civarındaki çocukların halleri, kamusal eğitimden süratle uzaklaşmamız, pansiyonların durumları, çocuk tacizleri, tasarruf edeceğiz derken halen yemek veremediğimiz ve okula aç giden minik yavrularımız, artan çocuk yoksulluğu bir tarafta;
Diğer taraftan, OECD verilerine göre her 3 çocuktan biri okula kahvaltı yapmadan gidiyor, Çocuk yoksulluğunda Kosta Rika yüzde 28.5’le birinci sıradayken biz yüzde 28.1’le ikinci sıradaymışız.
Daha öte taraftan, çöpten geçilmeyen, hastalık saçan okullarımızın durumları, atanmayan, haklarını alamayan, hak arama mücadelesi veren öğretmenlerimiz, yine tasarruf adı altında kaldırılan taşımalı sistem yüzünden okula gidemeyen, traktörle okula ulaşmaya çalışırken kaza sonucu hayatlarından olan yavrularımız.
Daha da öte taraftan Eğitimden başka bir konu. Yüksek Öğretim Kalite kurulunun 2023 verilerine göre son 6 senede okulu bırakan 2 milyon 150 bin Üniversite öğrencisi. (Bu sayı Kocaeli ve Slovenya nüfusundan fazla imiş) MEB 2023-2024 verilerine göre, Öğrenci sayısı 2022-2023 de 6 milyon 789 bin 681 iken 2023-2024 te 5 milyon 796 bin 881 e düşmüş. Yani geçen seneden beri Ortaöğretimi terk eden yaklaşık 1 milyon öğrenci. Koruyamadığımız, doyuramadığımız, giydiremediğimiz, okutamadığımız çocuklarımız. Bunlar eğitimle ilgili olan bölümler. Yazmadığım; yazamadığım, benden kaçan daha niceleri var.
Biz çocuklarımızın eğitimleri ile uğraşırken gündeme atom bombası gibi bir bomba düştü. Japonya’ya atılandan daha büyük etki yarattı.(yarattı mı ki?) İnsan olmadıkları kesin de adına ne denir bilemiyorum bir yaratık gurubu yavrularımızı öldürüyormuş. Aman Allahım. Bu nasıl bir vahşettir tarifi yok. Hayvanlar aleminde böyle bir olaya rastlamak mümkün değil. İncelemeler, araştırmalar, soruşturmalar devam ediyor. (muş) Bu konuyu ayrı ele alırız.
Güzel ülkemin daha nice gündemleri var. Tuz kokmuş tuz. Şimdilik bu kadar.
Galın sağlıcakla.