Tedbirinizi alın, Takdir Allah’tandır..
Her İşte Dürüst Olmak!..
İnsan tvlerden takip ettikçe kahroluyor.
Yıkıntılara baktığımızda kül yığını olması bizleri üzüyor.
Yapılarda çimentonun yeterli kullanılmadığı, inşaat demirlerinin
yetersiz olduğu ve en kötüsü de depreme dayanıklı diye yapılan
binalarında diğer binalarla birlikte yerle bir olduğu görülmektedir.
Yani hırsızlık şu ve bu şekilde devam etmektedir.
Bu durum ise insanlarımızın can ve mal kaybı olarak yaşamaktayız..
İnsan önce kendi dürüstlüğünü, doğruluğunu,
vicdan sahibi olduğunu, yaptıkları ile konuştuklarının
birbiri ile örtüştüğünü tasdik etmeli.
Hz Mevlâna:
“Ya olduğunun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!”
Der..
Biliyorsunuz geçmiş depremlerde yetkililer:
“Deprem öldürmez, çürük yapılan öldürür!”
diye açıklamalarda bulundular, bulunacaklar..
O kadar deprem yaşadık hala ders almış değiliz, depremlerden
sonra 10-15 gün asarız keseriz, sonra insanların gazı alındıktan
sonra yine eskilere devam ederiz ki yeni bir facia ile karşılaşana kadar..
Yine asacağız keseceğiz..
Mütaatleri, mühendisleri, taşoranları, mimarları, kontrolü ve kontrolleri …
falan filan asar keseriz, milletin gazı alınana kadar..
Halbuki sürekli söylenir inşaatlarda hırsızlık çok ve yapılan
binaların çoğunluğu ilk depremde yıkılacağını..
Fakat yine de:
“Bu bina ve kooperatiflerin yapımı devam ettiriliyor…
Bazen yapım işlerinde çalışanlardan vicdan sahibi olanlar konuşurlar,
bunlardan bazıları da son İzmir depreminde habercilere konuşmuştu..
Binada kullanılan demirlerin ve malzemelerin yetersiz olduğunu,
söyledikleri halde, müteahhitin onları dinlemediklerini..
Ve olacak ilk depremde bu binaların yıkılmasını beklediklerini.”
Böyle binalar ve apartmanları kendilerinin ve diğer meslektaşlarının da
söz esnasında çoğu yerlerde aynısının yapıldığını söylenmişti..
İzmir’de yaptıkları binaların böyle binalar ve aynı yolsuzlukların memleketi
olan, Kahramanmaraş’ta da böyle apartmanlar yapıldığını söylenmişti..
Yani işçi kardeşimiz galiba vicdana gelmiş ve her şeyi dost doğru söylemiş.
Helal olsun diyeceğim ama keşke o zaman da aklı ermiş
olarak bir yetkiliye durumu anlatsaydı.
Herhalde işten kovulurum diye söylemedi.
Her ne ise yine de doğruyu söylemiş.
Ve o günden günümüze;
Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli iki yıkıcı deprem, Kahramanmaraş,
Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis,
Malatya ve Elazığ illerinde büyük hasarlara neden olduğunu görüyoruz..
İnsanlar yaptığından veya konuştuğundan dolayı ya Allah’tan korkacak ya da
Devlet yaptırımlardan korkacak!
Doğrudur yaptırımlar ve cezalar insanı frenler ama esas frenleyen güç kalbe
Allah korkusunu koymaktır.
Buna benzer hayatımızda ne depremler yaşanıyor, sırf vicdan ve yasa
yetersizliğinden dolayı, yine Hz. Mevlana der ki;
“Öyle bir nesil yetiştirmeliyiz ki,
vicdanı padişah; aklı vezir olsun!”
Bu durumda o insanın nefsi, asker olacaktır.
İş dönüp dolaşıp, dini eğitim ve eğitimin yetersizliğine geliyor veya vicdan eğitimi,
maneviyat deyin ne derseniz deyin ama bir insanda mutlak Allah korkusu olmalı.
Bunun için de yüce dinimizi doğru kaynaktan, doğru eğitimle,
doğru amaçlar çerçevesinde vermek gerekiyor.
Bizde din eğitimi ve eğitimimiz yeterli mi?
Yeterli ise, yaşadığımız sosyal olaylar nereden geliyor.
Yeterli bir din eğitimi ve eğitimimiz olsaydı, terör olmazdı, uyuşturucu, kaçakçılık,
düzenbazlık, rüşvet, israf v.b olmazdı.
Millet olarak asli değerlerimize yeniden dönmemiz gerek.
Dinimizle, tarihimizle, kültürümüzle, eğitimizle yeniden buluşmaktan başka çare yoktur.
Yani, özünüz, sözünüz bir olsun..
Yazık değil mi bu ülkeye, vatandaşlarımıza..
Binlerce ölüm, can kayıpları, mal kayıpları..
Yıkılan sönen ocaklar, sönen umutlar…
EVET, ALLAHTAN GELDİ AMENNA…
Ancak dinimiz buyurmuyor mu?
Her şeyde tedbirinizi alın..
Takdir Allah’tandır diye..
Biz insanlar yaptıklarımızı adam gibi yapalım da, takdiri Allaha bırakalım..
Bu kışta kıyamette insanlarımızı üç kuruş menfaat için çaresiz bırakmayalım..
Yine de bize rahmet okumaktan ve gücümüz oranında maddi destek sağlamaktan
ve dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor..
Bu vesile ile hayatını kaybeden insanlarımıza Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyorum..
Geçmiş olsun Türkiye’m.. Vesselam…
Hoşça kalın dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen
Not; Bu acı günlerimizde siyasilerin siyasi rant peşinde olmaları Tv lerden yaptıkları açıklamalar ve hal ve hareketleri pekte hoş durumlar yaratmıyor..
İnsanlarımız neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar ve farkındalar..
Ha yeri gelmişken, M.Ö. 1972 yıllarındaki Babil Kralının meşhur kanunlarından
Birisini paylaşıyorum..
Detayını tarih kitaplarından ve ya Google’dan görebilirsiniz..