Evin varmı oturacak,

Odunun varmı yakacak,

Kış geldi, kar yağacak,

Yoksullar ne yapacak.

Bir çoğunuzun bu çocuk şarkısını mırıldandığını duyar gibiyim. Eskiden çocuklara bu tür şarkılar öğretilirdi. Müzik derslerinde söylerdik. Yada okulların müsamerelerinde. Sahi şimdi okullarda müzik dersi var mı. Yada eski müsamereler gibi etkinlikler yapılıyor mu bilmiyorum. Müzik dersleri var da, müsamereler yapılmıyor sanırım. Tabi yanılıyor da olabilirim. Kesin hükmüm yok. Şimdi çocukların, gençlerin dinlediği, söylediği şarkılarda değişti. Yaşı 20 nin altındaki birçok çocuğun yukarıdaki şarkıyı bildiğine ihtimal vermiyorum. Ama yeni çıkmış bir pop yada rap türü bir şarkıyı yüzde yüzü kesin biliyordur. Hele bi rap var rap. Ne söylediği anlaşılıyor, ne dediği biliniyor, hızlı hızlı gürültülü bir şeyler söylüyor birisi, diğerleri de kendinden geçer gibi dinliyor. Bir çoğunuz yolda giderken karşılaşmışsınızdır. Tipsiz tipsiz giyinmiş,  elini prize sokmuş da elektrik çarpmış gibi saçları dik dik gençler cep telefonlarının sesini açmış bu tür müzikleri dinleyerek gidiyor. Dikkat edin eğer sizin ona baktığınızı hissederse yürüyüşü değişiyor. Kendisinin çok önemli bir kişi olduğu için bakıldığını hissederek kabadayı vari yürümeye başlıyor. Zamane gençliği, ne yaparsın. Bunları söylerken herkesi aynı kefeye koyarak söylemiyorum tabi. Mesaj adrese ulaşmıştır. Bir kısım genç diyelim ve konumuza dönelim. Çocuk ve gençler konusuna girersek çıkamam. O konu çok çok önemli ve önümüzdeki günlerde uzunca bir yazı dizisi olacak sanırım.

 Bu gün gelmeyen Kış’ı yazacaktım aslında. Doğadaki birçok ağaç, çiçek, ot, çöp canlılığını yitirdi artık. Ömrünü tamamlayıp kurudu, kimisi de zayıfladı, rengi soldu son demlerini yaşıyor. Börtü, böcek, kurt, kuş, yabani hayvanlar kış hazırlıklarını çoktan yapmışlardır. Kimisi kışı geçirecek yuvalarını yapmış, yiyeceklerini hazırlamıştır. Kimisi de göç etmiştir sıcak bölgelere, barınacak yuvalarına dönmüşlerdir.

Bir kısım ağaçlar da yavaş yavaş döküyor yaprakları. Çoğu sararmış ya da kurumuş. Gece iyi bir ayaz olur, kırağı düşerse sabah doğan güneşle birlikte onlarda ebediyen terk edecekler tutundukları dalları. Bir daha da yükseklere çıkma imkanları yok. Kuruyacaklar, gazel olacaklar. Ya birileri toplayıp yakacak ya da süpürülüp çöpe atılacaklar. Eeeeeeeeeee kış geldi nihayet.  Geldi de hani ortada yağış yok.

Geçen haftaki yazımda kış hazırlıklarını konu almıştım. Çok güzel tepkiler aldım. Tüm okurlarıma teşekkür ediyorum. Bir hanım kardeşimiz dedi ki. “ Ne hazırlık yapılacak. Her yerde yufkacılar var. Erişte kesenler, mantı yapanlar, baklava, börek, pasta yapanlar istemediğiniz kadar. İstediğiniz malzemenin siparişini veriyorsunuz, istediğiniz miktarda, taze taze geliyor. Gününüz mü var ver siparişi, misafir mi gelecek, ver siparişi, nişan, düğün, toplantı ne mi var ver siparişi. Her şey hazır.” Diyecek bir şey yok. Öyle düşünüyorsanız tabii ki kış hazırlığına gerek yok.

Başka bir okurum konuya farklı bakmış. Hani kış gelmiyor demiştim ya. “Elleme gelmesin. ( sanki ben getireceğim) Fakir fukaranın yakacağı yok, gaz, duz parası yok. Faturaları nasıl ödeyecek onu hiç demiyosunuz. Ne kadar gelmezse karlıyız.” Oda haklı.

Haklı olmasına haklı da  toprak su istiyor. Toprağa atılmış tohumlar su istiyor. Kar yağacak ki yuvalarına saklanmış börtü böceğin, yeni filizlenen tohumların üstünü yorgan gibi örtsün, kuru ayazlardan saklasın onları. Dereler, göller, ırmaklar suyla dolsun. Dolsun ki ilk bahar daha bir keyifli gelsin. Yeraltı sularımız çoğalsın, ırmaklar, dereler çağlasın aksın, denizlerimiz, göllerimiz neşelensin, çoşsun.

Şimdilerde kuru kuru soğuk. Geçtiğimiz günlerde yükseklere üç tane kar yağdı o kadar. Yılın ilk karı diye keyiflendik ama oda iki gün bile durmadı. Ardından kuru bir soğuk, onun ardından kaç gündür bahar havası gibi bir hava.  İki gün yağmur yağdı o kadar.

Bu mevsimde ne kadar çok yağış olursa, önümüzdeki bahar o kadar rahat ederiz. Hani Güz mevsiminde bizim kış hazırlıklarımız var ya. (Her ne kadar bir kısmımız hazır alsa da)  Bu mevsimde yağacak karlar, yağmurlar gelecek baharın-yazın hazırlığı. Doğanın da kendi hazırlığı yapması lazım ki bizlere  baharın-yazın güzelliklerini sunabilsin.

Herhalde hiç birimiz kurak bir bahar-yaz istemeyiz. Yakıt paraları, faturaları ödemede zorlanıyoruz bu doğru. Ama öyle yada böyle bir yolunu bulmak zorundayız. Bir şekilde ona çözüm bulunur. Ama kuraklığa, susuzluğa, bereketsizliğe çözüm bulmak zor, hatta neredeyse imkansız.

Kış gelmedi bir türlü. Gelsin artık. Karlar yağsın, yollar kapansın, dereler tepeler karlarla dolsun. Bizde verelim feryadı “ Beyaz Felaket geldi” diye.

Ne dersiniz. İyi olmaz mı.

Galın sağlıcakla.