“Aydınları sessiz kalan veya korkak olan milletler,ezilmeye mahkumdurlar” M K. Atatürk
Aydın, düşünen, beyinsel üretim yapan, üretimini topluma aktaran ve uygulamak için mücadele eden kimsedir.
Müslüman bir millet olarak elbet dinimizi de öğreneceğiz-öğreteceğiz.
Ancak Kuran’ı ve duaları anlamadan
Arapça okuyan-öğrenen bir kimse,
Türkçecisini okumadan Islâmı ne doğru bir
şekilde anlayabilir ne de tatbik edebilir.
Hâlbuki Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav),
“Oku, öğren ve bilgili ol “ der.
Ama birtakım kimseler işlerine gelmediği için
Peygamberimizin (sav) bu emrine riayet etmezler.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav);
“Oku, ilim çok uzakta da olsa git öğren “
Emrine rağmen, çıkarlarına ters düştüğü için
bir takım cahillerden oluşan güruh takımı, kadınların
evde oturmalarını, çocuk doğurmalarını ve kocalarına
hizmet etmelerini ve eğitimin okuma-yazma öğrenmenin,
meslek edinip çalışmanın kadına ait olmadığını önerir.
Böyle olunca da bir tek erkeğin kazancıyla geçinmek
zorunda kalan birçok aile ekonomik sıkıntılara düşmekte,
sıkıntılar daha sonra aile içi şiddete, bunalımlara ve
sonunda da ailelerin dağılmalarına, çocukların da
sokaklara düşmesine neden olmakta.
Ama bugün beş milyon Türk’ün çalıştığı, yaşadığı
ve rahat bir hayata kavuştuğu yabancı ülkelere
baktığımızda, hepsinin ekonomik yönden kalkınmış
durumda, böyle olmasa idi bazılarımız bu ülkelere gidemez,
çalışmaz ve rahata kavuşamazdık.
Ekonomik yönden kalkınmış, ülkelerde erkekler kadar
eğitimli, meslek sahibi ve çalışan kadınlarının büyük
katkıları olduğunu görürüz.
Bu nedenle gerek anavatandaki ve gerekse
yabancı ülkelerdeki Türk kadınları, kızları mutlaka
eğitim almalı, meslek sahibi olmalı ve çalışarak
ailelerine ekonomik katkıda bulunmalı.
Unutmayalım;
Sular yükselince balıklar karıncaları yer.
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer.
Kimse üstünlüğüne ve görevine güvenmemelidir.
Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.
Vesselam…
Hoşça kalın dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen
