HER BİRİMİZİN HAYALLERİMİZ VARDI!… « Kırşehir Anadolu Haber

HER BİRİMİZİN HAYALLERİMİZ VARDI!…

Bu haber 01 Ağustos 2024 - 19:21 'de eklendi ve 846 views kez görüntülendi.

Bir zamanlar gençtik hayallerimiz vardı..

Açmadan soldurdular, açmamıza, güzellikleri

yaymamıza, paylaşmamıza müsaade etmediler..

Çocukluğumuzu, gençliğimizi çaldılar,

hayallerimiz yıktılar, umutlarımızı kırdılar…!

Doğduk, çocuktuk, gençliğe doğru adım

attık ve ideallerimiz oldu…

Önce Ülkemizi, sonra dünyayı kurtaracaktık.

Ülkemizi içte ve dışta her türlü saldırganlara karşı

göğsümüzü siper edip her şeyine sahip çıkacaktık.

Açların mide sızısını yüreğimizde hissedip

nerede bir yoksul varsa doyuracak, açık varsa

giydirecek, fakir varsa yardım edecektik.

Kimimiz sağcı olduk, kimimiz solcu..

Çabucak büyüyecek darda kalanı kurtaracak,

zorda kalanın elinden tutacak, yolda kalanın yerine

ulaştıracak, harda kalanı tutup ateşten kurtaracaktık.

Halis muhlis, samimi duygular taşıdığımız

heybemizden önce hayallerimiz düşüverdi, sonra

sadakat kayboldu, ardından samimiyet sizlere ömür…

Yola çıktıklarımız yolda kaldı bir bir…

Kimi yoldan çıktı, kimi yarı yolda yoruldum dedi,

kimi bu yolun sonu yok deyip ayrıldı.

Çok geçmedi vefa edebiyatı yaptığımız dillerimiz

hakikat konuşamaz oldu.

Güzel niyetlerle başladığımız yollar zorlaştı,

mazluma atacağımız eller çürüdü.

Aşklarımız tarihe karıştı, sevgiyle

sarılmayan kollar çürüdü.

Kimimiz öğretmen, mimar, mühendis;

kimimiz cerrah, tabip;

Kimimiz esnaf, sanatkâr, halkın içinde

halkla birlikte olacaktık.

Sırt sırta verip el ele tutuşacaktık.

Huzurlu yuvalarımız, mutlu yavrularımız,

gelecek bizlerin olacaktı.

Bir nesil yetiştirecektik çağları aşan.

Öyle bir gençlik arzuladık ki işini aşkla

yapıp dağları delen.

Gül mevsimi müjdeleyip bağları kuran…

İnsanca yaşamak, insanlarla birlikte

yaşamak için yola çıktık…

Hayatın içinde hayat dolu söylemlerimizle,

önce onca renkli hayaller soldu, bizim

dediğimiz haller çürüdü.

Ağaçlar kurudu, meyveye durmayan dallar çürüdü.

Bülbüller sustu, güneşle açmayan güller çürüdü.

Güneşi bekledik, aydını aydınlık yarınları..

Sular bahçelere hayat taşıdı, gülistana

varan seller çürüdü.

Ummanlar kurudu göller çürüdü.

Ne güzel çocuklardık ne dünyayı değiştirdik

ne ülkeyi kurtarabildik.

Baş başa verip düşünüp taşındık.

Bari kişiliğimizi kimliğimizi kaybetmeden

kendimiz olalım.

Anadolu kokup toprak soluyalım, diye içimizdeki

çocuğa sahip çıkmaya karar verdik.

Bundan böyle kendimizi kurtaracaktık.

Özlem, aşk, hüzün taşıyan türküler söyleyecektik.

Elimize alıp bağrımıza bastığımız kara libas giyen

sazlara akort verip içli içli türküler söyledik.

Çıktım yücesine seyran eyledim

Cebel önü çayır çimen görünür

Bir firkat bastı da çoştum ağladım

Al yeşil bahçeli Kaman görünür

Zahidem kurbanım sallama beşik..

Evlerinin önü yonca, yonca kalkmış dam boyunca…

İnci boncuk olmuş yârin kafesi, vur Leyla Leyla,

İncecikten bir kar yağar tozar elif diye diye…

Ses verin sesime dağlar, benim kuzum orda mıdır?

Gurbet ilde bir hal geldi başıma, ağlama gözlerim

Mevla kerimdir, güneş topla benim için,

Bir anadan gelen yolcu…

Derken âşıklar yoruldu, Mecnun yetiştiren

çöller çürüdü.

Türküler yas tuttu, teller çürüdü.

Ne güzel söylemiş söyleyen:

“İnsan doğunca ölür, yaşadıkça çürür.”

Yaşarken çürüdük vesselam…

Hoşça kalın, dostça kalın, sağlıklı kalın

Ramazan Yazar

Emekli Teknik Öğretmen

Ramazan YAZARramazanyazar@kirsehiranadoluhaber.com

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.