Mayıs 2023 tarihinde yapılan genel seçimlerde mecliste grubu bulunan partilerde milletvekilliğinde bazı isimlerin değişikliğinden başka önemli bir duruma tanık olmadık. Ancak seçim sisteminin getirdiği mecburiyetten dolayı milletvekili çıkarma ihtimâlleri olmayan partiler “anlaşmalı evlilikler sonucu” meclise girme şansı elde ettiler. Şu anda mecliste parlamenter sistemdekinden daha fazla parti yer almaktadır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de vatandaş Recep Tayyip Erdoğan’la devam kararını verdi.
Beklenen sonuç muydu dersek bunu hangi pencereden baktığınıza göre değerlendirmemiz gerekir.
Hiçbir takım sahaya yenilmek için çıkmaz ama elemeli maçlarda maç uzatılsa da, penaltı atışlarına kalsa da biri kazanacak diğeri ise soyunma odasına boynu bükük gidecektir.
Kazanan takım hava şartlarının, saha zemininin, hakemlerin çok iyi olduğunu, oyuncuların verilen görevleri çok iyi bir şekilde yerine getirdiklerini söyleyerek herkese teşekkür edeceklerdir.
Kaybeden takım iyi bir mücadele verdiklerini ancak hava şartlarının elverişsiz olduğunu, hakemin bariz hatalar yaptığını, bazı oyuncularında bu kararlar karşısında oyundan düştüğünü, sahaya yabancı maddelerin atıldığını söyleyerek mağlubiyetin sebebini başkalarının üzerine atmaya çalışacaklardır.
Oysaki yönetim, denetim, teknik ekip oturup “nereden hata yaptık” diyerek objektif bir şekilde kendilerini yargılamaları gerekir. Her işte olduğu gibi seçimler de asla hata kabul etmez. Bundan sonrası sonucu kabullenip verilen karara saygı duymaktır.
Asıl konumuz yerel seçimlerde bizi ilgilendiren Kırşehir Merkez’de belediye başkanlığı bugün itibariyle hangi partiler arasında geçer ihtimalini analiz etmektir. Seçim tarihine daha dört ay var ve bu zaman zarfında çok şeyler değişebilir.
Mart 2024 yerel seçimleri bana 1994 yerel seçimlerini hatırlatıyor. Bütün Kırşehirli vatandaşların seçimle ilgili o zamanın ilimizde oy oranı en yüksek olan ANAP ve SHP arasında geçeceği yönündeydi. 1994 seçimlerine girerken belediye başkanı SHP’den, ondan önceki dönemde ANAP’taydı.
Ülkücüler bu görüşe katılmıyor “Bizde varız” deseler de diğer partililerce halâ “Dört çocuk” olarak görülüyordu.
Adaylar belirlenmiş start verilmişti. ANAP’ta Kırşehir’in en çok sevilen doktoru Ülkücü Erdal Ahat, SHP’de yine ilimizde çok sevilen doktorlardan biri olan belediye başkanı Cahit Gürses (rahmetli), MHP’den Ülkü Ocakları eski başkalarından gencecik mühendis Metin Çobanoğlu belediye başkanlığını almak için var güçleriyle çalışıyorlardı. Metin Çobanoğlu Ankara’da kaldığı için 70’li yılların Ülkücüleri dışında pek tanıyan yoktu, diğer adayları Kırşehir Halkı’nın yüzde doksanı biliyordu.
O yıllarda genel seçimlerde genel başkanlar ulusal televizyonlarda, yerel seçimlerde il başkanları ve daha çok belediye başkan adayları yerel televizyonlarda açık oturumlarda yapacaklarını anlatırlar, karşılıklı tartışıp seçmenleri bilgilendirirlerdi. Bu tartışmalar çok hararetli ve heyecanlı geçer vatandaşlarda pür dikkat dinlerlerdi.
Ülkücüler azmetmişlerdi, birbirlerine söz vermişlerdi, yemin etmişlerdi. “Biz bu seçimi alacağız, seçim bitinceye kadar uyku bize haram olsun.” demişlerdi. Metin Çobanoğlu’nun etrafında birleştiler, tek bir ses oldular. Gündüzler yetmiyordu, gece sabahlara kadar çalıştılar, tartıştılar, meşveret ettiler karar aldılar. Gece alınan kararları gündüz bütün gruplara ulaştırarak uyguladılar.
ANAP ve SHP adayları da harıl harıl çalışıyorlardı. Bu partilerin adayları ve tarafları birbirlerine yükleniyor eleştiriler hep karşılıklı oluyordu. Onların seçim bürolarında yemekler, çaylar, meşrubatlar eksik olmuyor her günleri bayram havasında geçiyordu. Bu iki partinin seçim bütçesi oldukça kabarık, adayları varlıklıydı. MHP’de herkes hiçbir beklentisi olmaksızın kendi cebinde harcıyordu. Her iki partide bir ay önceden kazandıklarını ilan ediyorlardı.
ANAP’ın adayının Ülkücü olması SHP tarafından memnuniyetle karşılanmış seçimi çok farklı bir şekilde kazanacaklarına inanmışlardı. Çünkü sağ kesimin oyu RP’nin de kayda değer oy alacağını düşünürsek üçe bölünecek solun blok oyu SHP’ye belediye başkanlığına getirecekti. Evdeki hesaplar hep böyleydi.
Zaman öyle hızlı ilerliyordu ki 1994’ün 27 Mart’ı gelip çatmıştı. Partiler son hazırlıklarını yapmışlar, sandık görevlilerini belirlemişler herkesin gözü sandıkların üzerindeydi.
Ülkücüler öyle organize olmuşlar, öyle seri hareket ediyorlardı ki herkesin beğenisini kazanmışlardı. Bütün sandıklarda görevli insanları vardı. Akşam olmuş sandıklar açılmış oylar sayılmaya başlamıştı. Sağ seçmenin çoğunlukta olduğu bölgedeki sandıklarda MHP diğer partilerin önündeydi ve fark atıyordu. Sol seçmenin yoğun olduğu sandıklarda SHP önde olmasına rağmen aralarında fazla fark yoktu hatta bazı sandıklarda MHP birinci parti durumundaydı.
Sandık görevlileri sonuçları partiye getiriyor, sonuçlar geldikçe Ülkücüler sevinç çığlıkları atıyorlardı. MHP Metin Çobanoğlu ile belediye başkanlığını kazanmış ve Ülkücüler bundan sonra her zaman seçim meydanlarında bizde varız demişlerdir.
Kırşehir’de oy potansiyeli en yüksek parti Milliyetçi Hareket Partisidir. 1994 Yerel Seçimlerini kısaca anlattım ki 2024 yerel seçimleri ile kıyaslaması kolay olsun istedim.
MHP için 2024 yılı yerel seçimine girilirken 1994 yılı yerel seçiminden daha avantajlı durumdadır. Çünkü anlatacakları çok icraatları var. Yeter ki albenisi olan bir adayla 2004 yılında kaybettikleri belediye başkanlığını yirmi yıl sonra tekrar kazanmaları mümkündür. Birlik ve beraberliği sağlayıp aşkla, heyecanla, samimiyetle çalışmak işleri kolaylaştıracaktır.
Veysel TURGUT
