Zaman paran varsa mutlusun zamanı..
Eskidenmiş haşa;
’’Bir it bir deriyi sürükler’’ düşüncesi ve gerçeği..
Ebetteki evlilik en kutsal müessesedir.
İki insanın hayatını birleştirdiği, iyi ve kötü
günde omuz omuza olduğu bir hayat şeklidir.
Ama zamanımızda öyle mi, günümüzde
pek de bu cümleye uyan evlilikler kalmadı.
Şimdiki evliliklerde her şey para.
Paran varsa evinde mutlu olur, paran yoksa her gün
eşinle kavga edersin ve o kavgalardan sonra
belli bir zaman sonra sıkılırsın sonu mahkeme yolu…
Bazı kadınlar doyumsuzdur, başka bir deyimle
açgözlüdür..
Kocası sabah akşam çalışır gece gündüz demez.
Ama nafile.
Ne yaparsa yapsın boştur.
Bazı kadınlar sürekli bir şeyler ister,
her istediğini alamazsa ne yapacak koca?
Evlilikte maddiyat hayat ve yaşam için çok önemli.
Cebinde paran yoksa değerin yok.
Bu bilimsel araştırmadır.
Birçok boşanma vakalarını okuyorum ya da izliyoruz..
Örneğin çiftler evlenmiş.
Her şeylerini almış borçla harçla peki nasıl ödeyecek bu borcu?
Bir baba ev kirası mı ödeyecek, fatura mı ödeyecek
çocukların okul masrafını mı verecek, aç boğazını mı doyuracak?
Bir baba hiç yorulmayacak sürekli çalışacak.
Hiç tatili olmayacak.
Belli bir zamandan sonra hastalanacak…
İş göremez hale gelirse karısı ya bakar ya da terk edip gider.
Erkek kadar kadın da anlayışlı olmalı.
Hele hele evin hanımları..
Atalar ne demiş
‘’yuvayı dişi kuş yapar’’ demişler..
Zaten evliliğin altın kuralı birbirine saygı.
O da görüyoruz ki çoğu evliliklerde yok.
Etrafındaki arkadaşlarının lüks hayatları olabilir, maddi
durumları vardır ve ya tarla takım başka türlü girdileri vardır..
Sizlere göre daha iyi evlerde oturabilirler, daha lüks arabalara
binebilirler, daha şatafatlı gösterişli yaşantıları olabilir..
Sen kalkar onlarla yarışmaya, ayak uydurmaya kalkarsan,
rahat huzur içindeki evini yaşanmaz bir hale getirirsin
ve sonunda olmadık zorluk ve yoklukların içine düşersin..
Allah herkesin rızkını ayırmış, alın teriyle namuslu bir şekilde
kazanılmış evlerde yaşamanın mutluluğu altın saraylardan üstündür..
Türkiye’nin ekonomik şartları belli, asgari ücretle çalışan bir kişi
karnı doyuyorsa, kimselere muhtaç değilse güzel bir nimetin
içindesin demektir..
Ebetteki her insan varlıklı, lüks bir evde, güzel araba ve konfor
içerisinde yaşamak ister ama bu durum her insana nasip olmuyor..
Bunun için demişler atalarımız,
’’Ayağını yorganına göre uzat’’ diye..
Eskiden pantolonumuz yırtılırdı anamız bize yamalar giydirirdi.
Utanırdık zorla da olsa giyerdik.
Şimdi bakıyorum yırtık pantolon moda olmuş
bazen insanlar lüks hayatı sever.
Bir bakın eski kıyafetler farklı modellerle tasarlanmış
moda diye aldatılıyoruz…
İki kadın yan yana gelince, başlarlar övünmeye;
kocam şunu aldı yemeklere gittik altın aldı, tek taş beş taş vb.. aldık..
Tatile gittik ve bütün bunları sosyal medyada paylaşmalar..
Bu durum cahilliğin sonradan görmüşlüğün ürünleridir..
Maddi durumu iyi olan var, olmayan var.
Herkesle bir şeyler yarıştıramazsınız ve
bu şekilde hareket edenlerinde evlilikleri sarsıntı içerisindedir..
Olmayan ve olmayacak şeylere zorlar ve zorlamaya kalkılırsa,
O evlilikten ve yaşamaktan hayır gelmez..
Bunlarda evliliğe temel sorun olarak yansır,
cennet yuvanız cehenneme çevrilir..
Tabi anlayışlı analarımız, bacılarımız, eşler yok mu?
Var..
Durumunu ve konumunu bilip huzur içerisinde evliliklerini
sürdürmek isteyenleri tenzih ederim lafım onlara değil.
Olmayanlar da kendini, durumunu ve konumunu irdeleyip
mutlu bir evlilik ve yaşam sürdürmek istiyorlarsa
akıllarını başlarına alacaklar..
Birileriyle yarışmaya kalkışanlarda dikkatli olmalı
hayat acımasızdır ‘’Dimyat’ a pirince giderken
evdeki bulgurdan olmakta var’’ demiş atalar..
Türkçe açığı herkes durumuna, konumuna göre
davranmalı gözlerini hırs bürüyüp, kör olmamalı, huzur içinde
yaşamak varken evin içini cehenneme çevirmelilerdir..
Yuvalarınızın cennet olması dileklerimle.. Vesselam..
Hoşça kalın dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen
