Abdallık geleneğinin ve Bozlak kültürünün en önemli isimlerinden olan Muharrem Ertaş, 1913’te Yağmurlubüyükoba’da dünyaya geldi. Halk müziğine söz ve saz açısından büyük katkılar sağlayan Muharrem Ertaş, 3 Aralık 1984’te Kırşehir’de hayatını kaybetti.
Ufacık çocukken köydeki sünnet düğünlerinde saz çalmaya başlayan Muharrem ERTAŞ yaşamı boyunca halk müziğine sayısız katkıda bulunmuştur.
Oğlu Neşet Ertaş, babasından aldığı eğitimle son yüzyılın en büyük ozanlarından biri olmuş ve Türk halk müziğinde bir ekol olarak kabul edilmiştir
Hatice Hanım’la ilk evliliğini yapan Muharrem Ertaş, hanımının vefatı üzerine Kırşehir’i terk ederek Çiçekdağı, Yerköy, Keskin ve Kırtıllar’da sanatını sürdürür. Kırtıllar’da ikamet ettiği sırada ikinci evliliğini Keskin Hacelobası köyünden Mazlum Usta’nın kızı Döne Hanım’la yapar. Bu evlilikten Necati, Neşet, Ayşe, Nadiye ve Muhterem adında beş çocuğu olur. Muhterem çok erken yaşlarda vefat eder. Kırtıllar’da yaklaşık altı yıl kalan Muharrem Usta, oradan Çiçekdağı ilçesinin İbikli köyüne göçer. İbikli’de ikinci eşi Döne Hanım’ı da kaybeder. Muharrem Usta, üçüncü evliliğini Yozgat’ın Kırıksoku köyünden Arzu Hanım’la yapar. Bu evlilikten Ekrem, Ali, Muhterem ve Cemal olmak üzere dört çocuğu daha olur.
Yetmişli yılların sonlarında televizyona çıkma şansı yakalayan Muharrem Ertaş, çok sayıda TRT sanatçısının hayran bakışları arasında sözleri Dadaloğlu’na ait olan şiiri kendi sazıyla günümüze AVŞAR BOZLAĞI olarak aktarmıştır
MUHARREM USTA Ömrü boyunca yakakasını bırakmayan sefalet yüzünden bitap halde vefat etmiştir.
SAĞLIĞINDA NİCE EHLİ HÜNERİN ,
BİR TUTAM TUZ BİLE YOKTUR AŞINA,
ÖNCE ONU ÖLDÜRÜRÜZ AÇLIKTAN,
SONRA TÜRBE DİKERİZ BAŞINA.
Yukarıdaki dörtlükten anlaşılacağı üzere Muharrem usta açlık,yokluk ve sefalet içerisinde bir yaşam sürdü.
Öyleki analar ve babalar kız çocuklarının yanlış davranışlarında onları biraz daha dizginleyebilmek için
“KIZI SERBEST BIRAKIRSAN YA DAVULCUYA VARIR YADA ZURNACIYA” gibi kelimelerle kültür elçilerimizi
küçümsemekten geri kalmazlardı. Yıllarca bu kadim toprakları gelenek,görenek ve töresini yaşatmış olan ve ebediyete intikal etmiş başta Muharrem usta ve oğlu Neşet usta devamında koca Bekteş,Hasan usta,MİLLİ ZURNACIMIZ AYVAZ BAŞARAN,Kırşehir’e kaşık oyununu sevdiren ABİDİN USTA çok genç yaşta kaybettiğimiz ÇEKİÇ ALİ,bugün ayın ışığı diye Keskinden haykıran HACI TAŞAN,farklı bir tarzla bozlakta kemanı sevdiren EROL CÖKE,rahmetle yadedeceğimiz kültürümüze büyük katkılar sunmuş değerlerimizden bir bölümüydü .
Abdal kültürünün yeni kuşaktan bu geleneği devam ettirmeye aday bir çok isimlerde yok değil .
Pırıl pırıl gelen gençlik hem mektepli hemde alaylı iki kültürün birleşimiyle daha güçlü daha bilimsel sanata vakıf baba mesleklerini devam ettiriyorlar. Onlar içlerinde birçok Muharrem ERTAŞ’ları çıkarmaları dileğiyle .
İŞTE GELDİM İŞTE GİTTİM
GÜZ ÇİÇEĞİ GİBİ BİTTİM
YALAN DÜNYADA NE İŞ TUTTUM
ÖMRÜCEĞİM GEÇTİ GİTTİ.
DEĞERLİ HALK OZANIMIZ MUHARREM ERTAŞ’I ÖLÜMÜNÜN 36.YILINDA
KIRŞEHİR ANADOLU HABER ADINA
RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUZ.
ABDULLAH SEFA GÜNER