Yazıma bir masal başlangıcıyla başlıyorum..
Zamanın birinde bir padişah varmış, bu padişahında akıllı mı akıllı bir kızı varmış..
Padişah bir gün çoluk çocuğu ile otururken;
-Söyleyin bakalım yuvayı dişi kuş mu yapar, erkek kuş mu?
Akıllı kız hemen atılmış;
– Baba bu sorunun cevabı çok basit.
-Tabi ki dişi kuş yapar.
-Erkek isterse bütün dünyayı getirsin, kadın idareli olmadıktan sonra, onu da batırır.
-Peki, erkek kazanıp getirmedikten sonra kadın ne yapabilir ki?
-Kadın akıllı olursa onu da yola getirir, der kızı.
Maalesef yukarıdaki kısa yazı masallarda kaldı..
Şimdi ki evli bayanların çoğu anlaşılmaz bir ‘’israf’’ın içindeler.
İsraf; herhangi bir konuda aşırı gitmek, doğru ve gerçek olandan sapma, meşru sınırların ötesine geçme; imkânları ve sahip olunan değerleri, gerekli görülen yerler dışında veya gereğinden fazla harcama anlamına gelmektedir.
Yine maalesef bahsettiğim bayanlar gösteriş için yapmadıkları harcama, alışveriş hele şimdi kredi kartları var ki, o kartların limitleri de bankalar tarafından acayip bir şekilde şişiriliyor ki, hesabını kitabını bilmeyenler gümükleyip bataklığın ve faizin içinde yüzsünler diye.
Bu tür bayanlar evlerinin temellerine gösteriş yapacağım herkes benden bahsedecekler diye dinamit döşüyorlar farkında değiller..
Bu meselenin bir tarafı birde diğer yüzüne bakalım..
Yeni neslin bir kısmı online kumar bataklığındadır..
Geleneksel kumarhanelerde oynanan kumarlar, çok basitleştirilerek telefonla oynanabilecek oyun hale geldi, her saat yeni bir online casino/slot/spor bahis sitesi açılıyor.
Oyuncuyu iliğini kurutana kadar sağıyorlar, oyuncu ilk başta harcadığı paranın, misliyle fazlasını kazanıyor, ama kaybetmeye başladığında oyuncunun hırs ile büyük oynayıp daha çok kaybettiği, kaybettikçe kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıp yine kaybettiği bir bataklığa dönüşüyor bu online kumar siteleri.
oyuncu kendini bir anda kendini dev bir borç çukurunda buluyor.
Ülkemizin geleceği büyük tehlikede.
Geleceğimiz, aile yapımız, çocuklarımız büyük tehlikede.
Kimileri kumar batağına saplandı.
Binlerce büyük, küçük gençler internet üzerinden ve cep telefonu üzerinden kumara bulaşmış durumundalar..
Kaybetmiş, bunalıma girmişler, intihar edenler var.
Eşleri kumara alışmış, tüm gelirini kumara kaptıran ve o parasını kurtarmak isterken iyice batağa sağlanan aileler var.
Aileleri çöken çocuklar var.
Çok para kazanma hırsıyla kumara bulaşıp
kurtulmak isterken iyice batağa saplanan yetişkinler var.
Kimse durduramıyor, kimse engel olamıyor, kimse yasak getiremiyor.
Reklam tuzağına kapılıp her şeylerini kaybeden insanlar var.
Maalesef geleceğimiz büyük tehlikede.
Kumar oyununa paralel ve hatta daha beteri olan uyuşturucu bağımlılığı var.
Ortaokul seviyesine dek düşmüş bağımlılık hemen her gün emniyet güçlerimiz yüklü miktarlarda uyuşturucu yakalıyor.
Maalesef para kazanma hırsı burada da ortaya çıkıyor.
Geleceğimiz umurlarında değil, para hırsı her şeyi yaptırıyor.
Geleceğimiz büyük tehlikede.
Tv ekranlarında son günlerde sık sık görüyoruz, yasa dışı bahis ya da sanal kumar…
Sürekli operasyonlar yapılıyor bu hususta.
Yasa dışı bahis reklamı yapmak ya da yasa dışı bahis organizasyonu vb gibi meselelerden birileri gözaltına alınıyor.
Bahissin, kumarın yasalı olunca sorun olmuyor mu?
Sözüm ona yasal bahis şirketinin adına ligimiz var.
Bahsin, kumarın yasalı olunca suç yok, yasa dışı olunca suç var.
BŞu soruyu soralım, Türkiye’de neden yasal bahis oynanıyor, neden gençler bu bataklığa itiliyor?
Bahis, kumar yüzünden nice hayatlar sönüyor, borç batağına düşen insanlar var.
Ülkeyi yönetenler burada dönen ekonomiyi çok iyi bildiği halde bunu yasal hale getirmiş, yasal olmayanı suçluyor.
Oysa tam burada sorulması gereken “Kumarın yasalı olur mu?”
Kumarda tek kazanan kasadır.
Çocuklarımız, üzerinde bahis firmalarının olduğu formaları giyiyor, görsel algılarına sürekli bunlar normalmiş gibi yerleştiriliyor.
Ekranlarda sürekli bu reklamlar dönüyor.
Maç izlemeye giden, futbolu takip eden evlatlarımıza kumarın yani bahisin normal bir şey olduğunu hafızalarına kazıyoruz.
Kaç ailenin canını yakıyor sanal bahis veya sanal kumardan.
“Futbol kulüplerini yaşatacağız” savsatasıyla kaç evladımızın intiharına sessiz kalacağız.
Spor kulüplerini yaşatacağız derken spor ahlakını bitirdiniz.
Sporcuyu en önemlisi evlatlarımızın geleceklerini karattınız.
Devleti yönetenlerin, paradan çok çocuklarımızı düşünmesi gerekir.
Nasıl ki sigara ve alkol reklamı yapmak yasak ise kumar sitelerinin reklamı da yasaklanmalıdır…
Devlet yasallaştırdığı kumardan pay almaya devam etsin ama alkol ve sigaradan daha çok zararlı olan kumarın reklamını yasaklasın.
Toplumun her kesimindeki insanlara vicdan sahiplerine soruyorum.
Kötü alışkanlıkların en beteri olan kumarın, spor üzerinden özendirilmesi, reklam yapılması sizi rahatsız etmiyor mu?
Evlatlarımızın kumara özendirilmesine ne kadar daha sessiz kalınacak kalacaksınız?
Ve görüyorum ki,
Son dönemde haberlere, baktığımızda ülkemizin karanlık yüzünü bir kez daha gerçek yüzünü görüyoruz..
İşlenen cinayetlerin, yıkılan yuvaların en büyük sebebi:
Kadın, içki, kumar ve borç batağı…
İçkili mekânların, buralara gelenleri tuzağa düşürülüp borçlandırıldığını.
İnsanların kadın, içki, uyuşturucu, tefeci ve kumar gibi unsurlarla tuzağa çekildiğini bilmeyenleriniz yoktur…
Yaşam koşulları ve ekonomik durumu normal olan kişiler, kadın, içki, uyuşturucu ve kumar gibi unsurlar, bu kişilerin hayatlarını karartıyor borç batağında yüzüyor ve bu borçlar, onları çıkmaz sokaklara sürüklüyor.
Kadın, içki ve kumar birbirine sıkı sıkıya bağlı unsurlar.
Bunların hayatlara ne kadar büyük zararlar verdiği, her geçen gün yaşanan olay ve travmalardan ortaya çıkıyor.
Aileler parçalanmakta yuvalar dağılmakta, ocaklar sönmektedir.,
Oysaki Yüce Rabbimiz biz insanları en güzel surette yaratmış, akıl ve beden vermiş, bizlere hayat bahşetmiştir.
Dünya hayatı bir imtihan alanıdır.
Bu sebeple inancımızdan, tüm davranışlarımızdan, bizlere emanet edilen her şeyden hesaba çekileceğiz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
‘Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz’ (Tirmizî).
Peygamber Efendimizin (sav) şu sözünü aklımızdan çıkarmamalıyız:
İki nimet vardır ki, insanların pek çoğu bunların kıymetini bilmeyerek aldanmaktadır:
Sağlık ve boş vakit’ (Buharî).
Bizlere emanet edilen aklımız, vücudumuz, malımız ve vaktimizin en büyük tehdidi, bazı maddelere, davranışlara bağımlı olmamızdır.
Örneğin; madde, alkol, sigara, kumar, teknoloji, herhangi bir eşya veya davranış.
Allah Teâla, biz kullarının akıl ve vücut sağlıklarını bozacak şeyleri haram olarak belirleyerek bizlere yasaklamıştır.
Rabbim elden ayaktan sağlığınızdan düşürmesin..
60-70 yıl gücün kuvvetin yerindeyken düşünmeden her an herkese koşturursun canına acımadan ama gün gelir her şey unutulur ve arayan soran olmaz zor gününde de yanında kimse olmaz
Rabbim kulu kula eşe dostta evlatlara muhtaç etmeden elin ayağın tutarken emanetini alsın.
Kültürümüzde İslam inancında güzel bir söz vardır:
“Allah her şeyin hayırlısını versin”.
Allah evladında, malında, eşinde, isinde hayırlısını versin, nasip etsin ..
İnsan yükü ağırdır Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin..
Bakana da zor, hasta olan zaten elden avuçtan düşmüş demektir
O her gün ölmek ister ölemez ama ölüm elinde değil ki.
Onun için duamızda Allah her şeyin hayırlısını versin diye dua ediyoruz..
Çünkü hayırlı olmayan zenginlik, ilim, eş, evlât insana belâ, musibet, sıkıntı getirir.
Dünyevî âlemden uhrevî âleme göç ettiğinde insanoğlunu hayırla yâd ettirecek şeyler; yaptığı hayırlı işler, hayırlı eserler, amel ettiği ilim, hayırlı eş, hayırlı evlâttır.
Bunlar içinde özellikle evlât, çok çok önemlidir.
Evlât, babasından aldığı manevi mirasa iyi sahip çıkabiliyorsa, babasının itibarını, hâtıralarını iyi koruyabiliyorsa, güzel ve hayırlı işlerini, çalışmalarını devam ettirebiliyorsa ve en önemlisi, ona bıraktığı ismi onurlu ve itibarlı bir biçimde taşıyabiliyorsa, hayırlı evlâttır.
Toplum hayatımıza büyük katkıları ve etkileri bulunan büyük fikir, dava ve inanç adamlarının evlâtlarının içinde maalesef, hayırlı olma konusunda fire çoktur.
Onun için atalarımız
”Ağaca dayanma çürür, adama dayanma ölür” demişlerdir.
Fani liderlere bağlanırsanız, öncelikle biat eder, her yaptığını kutsar, şahsiyetinizi kaybeder, biat edersiniz.
Sonra da bir yanlışını, hatasını görürseniz üzülür, düş kırıklığına uğrar, yıkılırsınız, faturayı da, fikrinize, davanıza çıkarır, terk edersiniz.
Bir çürük elma bir sepet elmayı çürütebilir.
Onun sepetten atılması diğer elmaları kurtarır.
Hiçbir rant, mevki, makam, statü, babanın manevi mirasından daha kıymetli değildir.
Hovarda mirasyedilerin zararları sadece kendilerinedir, yıktıkları ve yıkacakları yuvalarına, yazık olacakta çoluğuna ve çocuğunadır..
Çünkü o ortamda yetişen çocuklar her türlü şeyden ve bilhassa saygı ve sevgiden mahrum oluyor demektir.
Uzun söze hacet yok yanlış olan yaşam kendine olduğu gibi çevreye de yansır..
Yani evdeki dişi kuşta erkek kuşta aklı bir karış havalardaysa vay o evin haline ve o evde hır gür içinde yetişen çocuklara ve hallerine..Vesselam….
Hoşça kalın dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen