‘’Benim Penceremden’’ başlıklı seçimlerin erkene alınacağı
yönünde bir görüş bildirdim yazımı okuyan, karşılaştığım bazı
arkadaşlar ve telefonla soru soranlar var.
Diyorum ki; benim pencereme ışık böyle düşüyor!
Benim Dünya ve Ülkemizde ki gidişata baktığımızda….!
Diye…
Yine de özetle durumu paylaşayım.
Yerel siyaset virüse rağmen bulgur kazanı gibi kaynıyor.
Hele il ve ilçemizde, fırsatını bulunca herkes bir şeyler konuşuyor.
Bizim insanımıza konuş deyince, öldürmeyi marifet sanıyor.
Konuşan konuşana…
Dedikodular, iftiralar, iddialar havada uçuşurken,
siyasi ahlak, edep, hayâ yerlerde sürünüyor.
Sosyal medya denilen lanet yuvası,
insanların sosyal hayatını etkiliyor, bazen alt üst etse de,
insanların psikolojisi allak bullak…
Çünkü memlekette çakallar, çıyanlar, yılanlar,
akrepler kadar aslanlar da varken, insanlar kime ve
nerede ne konuşacağını bilemez hale geldi.
Herkes birbirinden kuşkulanıyor, korkuyor, kumpaslar,
alavere-dalavereler insanların mesleği haline gelmiş.
İşte size bir fıkra ne diyor bakalım;
Tilkinin biri kavak ağacının tepesine çıkmış bacak-bacak
üstüne atıp, şarap içiyormuş.
Keyfi de yerinde.
Aşağıdan giden hayvanlar tilkiyi görünce şaşırıyormuş..
Kurt görmüş tilkiyi, sormuş;
-‘Tilki kardeş, ne gezersin yükseklerde?’
Keyfi yerinde ya, havasından geçilmiyor üstelik.
Cevap vermiş Tilki;
– ‘Vallahi Kurt kardeş şarabımı içiyorum, peynirimi,
kavunumu yiyorum, aslanın da anasını avradını tık tık… tık tık…’
Az sonra zürafa gelmiş, bakmış tilki kavak tepesinde
-‘Tilki kardeş, ne geziyorsun yükseklerde, düşeceksin!’ demiş.
Tilkide hava bin beş yüz…
-‘Vallahi zürafa kardeş, şarabımı içiyorum, peynirimi, kavunumu
yiyorum aslanın da anasını, avradını tık tık … tık tık…’
Az sonra ayı gelmiş, bakmış kavak
tepesinde tilki kafayı çekiyor.
-‘Ne yapıyorsun tilki kardeş kavak tepesinde?’ demiş.
Ona da aynı cevabı vermiş;
-‘Ayı kardeş, şarabımı içiyorum, peynirimi, kavunumu
yiyorum aslanın da anasını, avradını tık tık.. tık tık…’
Az sonra ormanların kralı aslan gelmiş.
Kükreyerek;
-‘Kavak başında ne işin var tilki’ demiş.
Tilkide bir panik, bir korku…
-‘Aslan efendim…’ demiş titreyerek, ‘şarabımı içiyorum,
peynirimi, kavunumu yiyorum boş boş konuşuyorum’ demiş….
Son zamanlarda aslan gelene kadar söven,
aslanı görünce dönen siyasette, sporda bir sürü tilkiler var..
Hepsi de tilkilikten çakallığa dönüş yapıyorlar..
Arada sansarlarda yok oluyor..
Hülasa;
Eklenecek bir şey var mı derseniz, bence yok!
Çünkü fıkra her şeyi anlatıyor.
Verdiği mesaj da öyle….
Malum, tilkilerin, çakalların, kurtların çok,
aslanların kıt olduğu memlekette yaşıyoruz.
Çakallar cirit atıyor..
Ben az yazdım, siz size lazım olanını alın içinden.
Az söyledim, çok anlayın işte!
Yani diyeceğim o ki;
Memleketimizde aslanların ortaya çıkması lazım…
Yahut ta yaşlıda olsa aslan meydana inecek,
meydanı boş bulan bazı çakalların… cak.. Vesselam….
Hoşça kalın dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen