Dilimizi en çok etkileyen ve etkilemeyede devam edecek olan dil Arapçadır. Bizi en hassas yerimizde vuran okumuş ve okumamış insanlarımızın peşin hükümleri yüzünden Arapça bir dil olmaktan çıkıp bir din olarak algılanıyor. Türkçe konusunda hiç ses çıkarmayan bazı kesimler Arapça denince hepsi birden saldırmaya başlıyor. Kendi öz kültürlerini insafsızca ayaklar altına alabiliyorlar. Dinin bir dil değil inanç meselesi olduğunu idrak etmekten bile aciz durumdalar.
trbet
Şimdi size İbrahim Süresi 4. Ayeti ve Tefsirini aktarıyorum.
“Diyanet İşleri:
Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah’ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ( İbrahim süresi 4. Ayet )
Tefsir:canlı rulet
Müşrikler Kur’an’dan önceki kutsal kitapların genellikle İbrânîce veya Süryânîce indirilmiş olduğunu duyuyor ve biliyorlardı. Bu sebeple bu dillerin ilâhî vahyin özel dili olduğunu sanan bazı kimseler Kur’an’ın da Hz. Muhammed’e bu dillerden biriyle indirilmesi gerektiğine inanıyor, Arapça olarak indirilmiş olmasını yadırgıyorlardı (İbn Âşûr, XIII, 185). Bu yanlış anlayışı düzeltmek maksadıyla yüce Allah, peygamber hangi kavimden ise onlara iyice açıklasın diye mesajı o kavmin diliyle göndermiştir. Kur’an’ı tebliğ etmekle görevli Hz. Peygamber ve kavmi Arap olduğu için Kur’an Arapça olarak gönderilmiştir. Fakat bu durum, onun sadece Araplar’a indirilmiş olduğunu göstermez.”
Demek ki keramet dilde değil dinin kendi özünde ve bütün insanlığa indirilmiş olmasındandır. Bu yüce dini bir dilin egemenliği altına sokmaya çalışmak dinimize yapılan en büyük kötülük ve Arap Kültürüne hizmet etmek demektir.
“Allah’ın Sübûtî sıfatlar
- Semî: Allah’ın, konuşulan sözleri, her sesi ve duaları işitmesi demektir. Allah, gizli veya âşikâr, iyi veya kötü insanların bütün konuşmalarını ve sözlerini hatta fısıltılarını bile işitir, dua ve niyazları duyar.”
Burada da anlaşılacağı gibi Yüce Allah gizli veya açık her sesi duyar ve anlar. Yani Yüce Allah bütün dilleri, fısıltıları bilen ve işitendir. Ben de diyorum ki: Her şeyi bilen Allah, Türkçeyi en iyi bilendir. Sakın kötü söz söylemeyin, sakın küfür etmeyin çünkü Allah sizin sözlerinizi duyuyor.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi hiçbir millete ve hiçbir milletin kültürüne karşı ya da düşman değilim. Milletler kültürleriyle yaşar. Benim çabam her millet kültürünü şu veya bu şekilde yaymaya çalışırken bizde kendi kültürümüze sahip çıkalım. İnsanlarımız Arapçayı, Farsçayı, İngilizceyi, Fransızcayı, Çinceyi, Japoncayı, İspanyolcayı ve ilgi duydukları dillerin birini veya birkaçını öğrenmelidir. Ancak hiçbir dili kendi dilimizin önüne geçirip günlük hayatımızın bir parçası durumuna getirmemelidir. Bizler Diniyle, Diliyle, Kültürüyle, yaşayışıyla bütün insanlığa örnek Türk olmak zorundayız.
Ben çocuğuma bir isim koymak istiyorum diyen birisine “ Aman ha çocuğuna İslami bir isim koy, Kuran’dan geçsin.” diyerek sizi uyarmaya çalışırlar. Bu ne demek oluyor, İslami isim diye bir şey mi var ki. Sizin o dediğiniz Arap ismidir yani Arap dili, Arap Kültürüdür. Şu anda çocuklarınıza koyduğunuz Arap isimlerinin çoğu Kuran’dan geçmez. Asıl olan çocuklarımıza koyacağımız isimler güzel, hoşa giden isimler olmalı, insanların dalga geçeceği, ya da Allah’a şirk koşacak isimler olmalıdır. Arap ismi olacak diye hiçbir beyan yoktur, bu Arapların kendi kültürlerini yaymak için kullandıkları bir yöntemdir. Öyle gariptir ki, İslami diye sahip çıktığımız isimlerin pek çoğu Farsçadır. Mevla, Huda biz bu isimleri hiç çekinmeden Allah isminin yerine kullanırız. Tanrı dediğimiz zaman hop ayağa kalkanlar bu isimlere niye tepki göstermezler. Bu iki isimde Farsçadır. Varsın Farslar Mevla desin, Hüda desin, bizde Tanrı diyelim, Yaradan diyelim. Allah diyelim, Rahman diyelim, Rahim diyelim. Farsça olanını da diyelim. Ben Tanrı derken, Yaradan derken Allah’ı kastediyorum ne gibi bir sakıncası var. Farsçada sakınca olmuyor da Türkçe olunca neden sakıncalı olsun.
Gelelim konunun özüne çocuklarımıza Türkçe isimler koyalım. Arap isimlerini kutsal sayıp kendi dedelerimizin isimlerini unutup kültürümüzü yok etmeyelim. Arap olup Hıristiyan olanların, Arap olup Ateist olanların, Arap olup Yahudi olanların isimleri de Yakup, Hasan, Hüseyin, Ayşe, Rabia, Fatma’dır. PKK- PYD, IŞİD- DEAŞ, FETÖ-PDY, Hizbullah, El-Kaide gibi terör örgütlerinin üyelerinin isimleri hemen hemen hepsi Arap veya Fars isimleridir. Varsın o milletler kendi dedelerinin isimlerini koysunlar, bizde kendi dedelerimizin isimlerini koyalım. İslâm’ın bayraktarlığını yapmış Türklerin isimlerini çocuklarına koyan bir Arap duydunuz mu?
Oğuzhan, Bilgehan, Alparslan, Gökhan, Ertuğrul, Alperen, Gökçe, Aygün, Aybüke, Ülkü, Ayyüce gibi Türk isimlerini çocuklarımıza vermemizin yüce dinimiz İslâm’a ne gibi zararı oluyor ya da bu isimleri koyduğumuz çocuklarımızın İslâm olmadığını söyleyecek bir babayiğit var mıdır?
Sözün özü gelin hep beraber kültürümüze sahip çıkalım. Başka ülkelerin kültür sömürüsüne asla müsaade etmeyelim.
Her şeyi bilen ALLAH, Türkçeyi en iyi bilendir.
Veysel TURGUT
VEYSEL HOCAM KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK, ARAP DİLİNİN TÜRKÇEMİZ ÜSTÜNDEKİ ETKİSİ ÖZELLİKLE ANLATILMASI GEREKEN BİR KONU İDİ, SIKÇA GÜNDEME GETİRİLMELİ, TARİHTE KIRŞEHİR VE KARAMAN İLLERİ TÜRK DİLİNİ NASIL ÖNCELİKLİ KILMAYA ÇALIŞMIŞSA YENİDEN BİR TÜRK DİLİ SEFERBERLİĞİ BAŞLATILMALI.