Büyüklerimiz ve onların izinden gidenler,
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır demişler.
Hatır, milletimiz için oldukça nazik bir kavramdır.
Biz hatır demiş susmuşuz, hoş görmüşüz
Hatır gönül bilmeyeni kınamışız, ikaz etmişiz.
Hatır için çiğ tavuk bile yenir demişiz.
Hatır sormak babında
“Nasılsınız?”,
“iyi misiniz?” şeklinde ilgi göstermiş,
Candan ve içten davranışlar sergilemişiz.
Günümüzde ne hatır kaldı, ne gönül!
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olması
hadisesi oldukça eskilerde kaldı.
Menfaatlerin, çıkarların hatır-gönül meselesini
silindirle ezer gibi ezip geçmesini izliyoruz.
Eskiden Babalarımızın hatırı vardı…
Analarımızın hatırı vardı…
Aile büyüklerimizin hatırı vardı…
Dostlarımızın hatırı vardı…
Akrabalarımızın hatırı vardı…
Arkadaşlarımızın hatır vardı…
Komşularımızın hatırı vardı…
Hatır konusu geçerliliği olan, reddedilmesi
neredeyse mümkün olmayan bir konuydu.
Yalan oldu.
Hatıra dokunmak gibi durumlardan kaçınmış,
insanların gücenmesine, üzülmesine sebep olmak istememişiz.
Sevdiğimiz insanların hatırı için birçok şeye katlanmışız.
Razı olmuşuz, rıza göstermişiz.
Sevdiklerimizin hatırından çıkmamışız.
Hatırını kırmamışız…
Hatırını saymışız…
Hatırını hoş etmişiz…
Hatır üzerine bütün bu saydıklarımızı bir kalemde
silip atmaktan da kendimizi alamamışız!
Hatırı ise maziden gelen ve değeri olmayan bir kavram haline getiriyor.
Hatır; saygıdır, sevgidir.
Sakın ha, hatırını kırma, onun hatırını kırarsan,
benim hatırımı kırmış olursun denilen insanlar vardır.
Kırk yıllık hatır dendiğinde bugün gözlerimiz dalıp gidiyor.
O kırk yıllık kahvelerin değil kırk yıl, Kırk gün hatırı yok…
Hatta kırk saat, Dahası 40 dakika dahi hatırı kalmadı.
Gel bir kahve içelim teklifleri artık,
kırk yılı çağrıştırmaktan öylesine uzak ki…
Bir fincan acı kahve, dostluk hatırına, arkadaşlık hatırına,
kalbimizle birlikte sunduğumuz,
ikram ettiğimiz o güzel duygulardan bir nişanedir.
Sizleri bilmem ama ben böyle görüyorum.
Bu gidişle hatır gönül kalmayacak.
Çünkü kırılan hep biz oluyoruz.
Yine de bir umut sabır deyip direnip bekliyoruz.. Vesselam..
Hoşça kalın, dostça kalın, sağlıklı kalın….
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen