BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ (BOP) VE YENİ DEVLETLER!
Son dönemlerde küresel kapitalizmin yerel, bölgesel ve süreçte
giderek bir dünya savaşı üretmesinin koşulları devam ediyor.
Küresel kapitalizmin kriz, çöküş koşullarının dönemsel konumuna bakıldığında
bütünsel saiklerle savaş üretme ve başat olarak da özgül yanlar da taşımaktadır.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı da dâhil savaşlar başat olarak pazar savaşı ve ekonomik saiklerle ortaya çıkmışlardır.
Son dönemdeki savaşlar ise yine pazar savaşı ve ekonomik saikler önemini korusa da, anda ekonomik, politik, kültürel, etnik, mezhepsel vb. diyalektik bütünlüğün hepsi birden savaşların gidişatını belirliyor.
Bu durum savaşların hem şiddet dozunun yükselmesini getirmekte (İsrail’in soykırım ve çocuk katliamının vahşeti gibi) hem de yer yer ateşkes veya kısmi barışların yaşanması mümkün olabilecektir.
Osmanlı İmparatorluğu dağıldıktan sonra Ortadoğu’da
bu boşluğu dolduracak bir siyasi yapı oluşmadı.
Ortadoğu batılı devletlerin kontrolüne girdi.
Birçok devlette yönetim değişiklikleri ve manda yönetimleri başladı.
Filistin’de, İngiliz manda rejiminin sona ermesinin hemen ardından 14 Mayıs 1948’de, Tel Aviv’de toplanan Yahudi Millî Konseyi, yayınladığı bir bildiri ile İsrail devletinin kurulduğunu ilan etti.
İsrail stratejik düşüncesinde, tüm Arap devletlerinin daha
küçük parçalara bölünmesi hep tekrar tekrar görülen bir kavramdır.
“Rockefeller Kardeşler Fonu” olarak bilinen ve ABD ekonomi politikasının ilkelerini saptayan örgütçe hazırlanan 1952 tarihli bir raporda;
“bölgeyi güvenlik altına almak için bölge ülkeleriyle ilişkiler kurmak
ve yaşamsal önemdeki kaynakları böylece güvenceye almak gerekir.”
Raporundan sonra yeni bir düzen kuruldu.
Yeraltı kaynaklarının keşfiyle Ortadoğu’nun yönetimi
batılı devletleri istekleri doğrultusunda şekillendi.
Selahaddin Eyyubi’nin, 4 Temmuz 1187 tarihinde Kudüs Haçlı ordusunu Hittin’de yenmesi ve 2 Ekim 1187 tarihinde de Kudüs’ü fethederek bölgedeki tüm Hristiyanları denize dökmesini İsrailliler hiç unutmamışlardı.
İsrailli psikologlara göre tüm İsrail vatandaşlarının yüreklerinde
“Hittin Sendromu” bulunmakta ve bir gün Arapların birleşerek İsrail’i
deniz dökeceklerine inanmaktalar.
1948 yılında kurulan İsrail’i tanımayan, 1948, 1956, 1967 ve 1973 yıllarında birleşerek İsrail’e saldıran Arap ülkelerinin tek parça kalması ve birleşmesi başta ABD ve İsrail menfaatleri için büyük bir tehlike olarak görülmeye başlanıldı.
BOP, ilk kez 2000 yılındaki Davos Zirvesi’nde Dick Cheney, 2004’te ise Bush tarafından dillendirilmişse de öncesinin olduğu bilinmektedir.
BOP’un doğum tarihi 1 Kasım 1973.Mısır ve Suriye’nin birlikte, 6 Ekim 1973 tarihinde İsrail’e karşı başlattığı Dördüncü Arap-İsrail Savaşı olarak tarihe geçen Yom Kippur Savaşının, 26 Ekim’de ABD’nin zaferi ile Sonuçlanmasından sonra “Araplar bir daha birlik olup İsrail’e saldırmasın” fikri temel alınarak yapılan “beyin fırtınası”nda şekillenmeye başladı.
BOP’un kuruluş amacı, resmi ağızlardan açıklandığı gibi “belirlenen sınırların içindeki ülkelere demokrasi getirmek” değil iç karışıklıklar çıkarıp parçalamak, bu Arap ülkelerine mali destek veren ve zenginliklerinin ipleri ABD’nin elinde olan Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Kuveyt gibi ülkeleri de İsrail’in yanına çekmekti.
Büyük Ortadoğu projesi, 21’inci yüzyılın ilk on yılında, özellikle Müslüman dünyasından İran, Türkiye, Afganistan ve Pakistan ile çeşitli ülkeleri kapsayan, Amerika Birleşik Devletleri’nde George W. Bush yönetimi tarafından ortaya atılan siyasi terimdir.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri bölgenin enerji kaynaklarını elde tutmak için demokrasi, insan hak ve özgürlükleri adı altında bir işgal ve emperyalizm politikası izlemektedir”
Büyük Ortadoğu Projesi’nin kapsama alanına 22 Arap ülkesi, 5 Arap olmayan Ortadoğu ülkesi, 5 Orta Asya ülkesi ve 3 Kafkas ülkesi olmak üzere 35 ülke girmektedir.
Bu ülkelerin hepsi de Amerika Birleşik Devletleri’nin geniş çerçevede hâkim olmak istediği enerji hatları ve ulaşım yollarının çemberi içerisinde yer almaktadır
ve dünya petrolünün %60’ı, doğalgazının %40’ı bu bölgededir.
Yahudilerin kutsal metinlerinde İsrailoğulları seçilmiş halk olarak adlandırılmaktadır ve yaşadıkları topraklar da doğal olarak seçilmiş topraklar olarak görülmektedir.
Hatta bu topraklar “ Vaat Edilen Topraklar” olarak ta adlandırılmıştır.
““Yahudi din adamlarının İsrail devletinin Kutsal Kitap’ça belirlenmiş sınırlarının hangi bölgeleri kapsayacağı konusundaki en geniş yorumu şöyledir:
“Doğu’da Ürdün, Suudi Arabistan’ın büyük bir bölümü, Kuveyt, Fırat Havzası ve Irak’ın bir kısmı, Güney’de Sina Yarımadası, Kahire ve Mısır’ın bir bölümü, Batı’da Kıbrıs, Kuzey’de ise Lübnan, Suriye ile Van Gölü’ne kadar uzanan Türkiye topraklarının bir kısmı vardır”.
BOP’un gerçek hedefleri şunlardır;
*İsrail’in varlığını ve güvenliğini garanti altına almak.
*Terörist devlet olarak kabul ettikleri devletlerin elindeki kitle imha silahlarını yok etmek.
*Petrol sevkiyatının aksamasını önlemek.
*Terör odaklarını ve destekçilerini ortadan kaldırmak.
*ABD’ye yönelik muhalif unsurları ve yönetimleri ortadan kaldırmak.
*Ilımlı İslam anlayışını bölgede hâkim kılmak.
*ABD’nin petrol ve petrol yollarını kontrol altına alarak başka ülkelerin kullanmasını önlemek
*ABD’nin nüfuzunu bölgede yaygınlaştırmak.
*Ortadoğu’da güçlü devletleri parçalamak ve bölmek.
ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice,
“Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırlarının ve rejimlerinin değişeceklerini söylemişti.
” ABD bu yolla, Ortadoğu’da kendi güdümünde rejimler yaratmaya, zaten öyle olan rejimleri de tahkim etmeye çalışmaya yönelmiştir.
Bernard Lewis’in* etnisite ve mezhep ayrılıklarını esas alan İslam Dünyasını bölme projesini Dr. Muhammed Umara “Arapların ve Müslümanların Parçalanmasına Dair Siyonist Proje” başlığı altında Mısır’da yayınlan Eş-Şa’ab gazetesinde yayınladı.
Muhammed Umara,“Executive Intelligence Research Project” başlığı altında Pentagon’un yayınladığı dergideki bilgilere dayanmaktadır.
Bernard Lewis’in sunduğu proje kısaca şöyledir:
1. Pakistan’daki Belucistan bölgesini İran’ın komşu Belucistan
bölgelerine katmak suretiyle “Belucistan” devletinin kurulması
2. Pakistan’ın kuzeybatısındaki bölgenin Afganistan’daki Peştun
bölgesine eklenerek “Peştunistan” devletinin kurulması
3. İran, Irak (Irak kürdistanı kuruldu) ve Türkiye’deki Kürt
bölgelerinin birbirine katılmasıyla “Kürdistan” devletinin
kurulması
4. İran’dan Kürt ve Beluci bölgelerin koparılması suretiyle
aşağıdaki etnisitenin ışığında İran’ın iç taksimatı gerçekleştirilecektir.
Böylelikle aşağıdaki devletçiklerin kurulması sağlanacaktır:
a. İranistan
b. Azerbaycan
c. Türkmenistan
d. Arabistan
Bu dört devletçik İran’ın içindeki devletçikler olarak ortaya çıkacaktır.
5. Irak’ta 3 devlet kurmak
a. Kuzeyde Sünni Kürt Devleti
b. Ortada Sünni Arap Devleti
c. Güneyde Şii Arap Devleti
6. Suriye’de 3 ya da 4 devletin kurulmasını sağlamak
a. Dürzi Devleti
b. Alevi-Nusayri Devleti
c. Sünni Devleti
d. (Kürd devleti kuruldu)
7. Ürdün’ü 2 yapı halinde ayırmak
a. Bedeviler
b. Filistinliler
(Burada İsrail’in kendisine katacağı Batı Şeria yakasına işaret edilmemektedir.)
8. Suudi Arabistan, krallığın 1933 yılındaki kuruluşundan önceki haline, kabile mozağine, dönüştürülecektir.
Böylelikle bu devletlerin Kuveyt ve Bahreyn, Katar ve diğer emirliklerden fazla ağırlığının olmaması sağlanacaktır.
9. Lübnan’ın siyasi coğrafyasının aşağıdaki temeller ışığında yeniden gözden geçirilmesi
a. Hıristiyan bir devletçik
b. Şii bir devletçik
c. Sünni bir devletçik
d. Dürzi bir devletçik
e. Alevi bir devletçik
10. Mısır’ın en az 2 devlete bölünmesi
a. Müslüman Arap devlet
b. Kıpti devlet
11. Sudan’ın güneyinin kuzeyinden ayrılmasını sağlamak suretiyle
a. Güneyde bağımsız siyahi bir devlet
b. Kuzeyde bir Arap devleti kurulacaktır
12. Batı Arap siyasi coğrafyasının yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Böylelikle Berberilere ait dağılım ve kabilelerine bağlılık esasına göre birden
çok devletin kurulması sağlanacaktır.
13. Aynı şekilde Araplar, Zenciler ve Araplar ve Zencilerden melezler arasındaki kavgadan hareketle Moritanya’nın yeniden yapılandırılması
Bu proje sayesinde 1916 tarihli Sykes-Picot tekrar gözden geçirilerek din, ırk ve mezhep esaslarına dayalı 30 küsur devlet daha ortaya çıkartılmış olacaktır.
İsraillilerin bu şekildeki parçalanma ile ilgili değerlendirmeleri de şu şeklidedir:
“Böyle bir yapılanma neticesinde hiçbir zaman bu ülkeler bir daha bir araya gelemeyecektir.
Aksine bunlar arasında sınır çatışmaları, yol çatışmaları, su ve petrol ile ilgili anlaşmazlıklar, birleşmeler, yönetim mirasçılığı vb. hususlarla ilgili ardı arkası kesilmeyecek mücadeleler
baş gösterecektir.
Böyle bir yapı neticesinde bunların hepsi İsrail’den daha güçsüz devletler olarak ortaya çıkacağı için İsrail en az yarım asırlık bir süre kendi güvenliğini teminat altına almış olacaktır.”
Bernard Lewis’in Türkiye ve Ortadoğu planı! İyi analiz edilip önlem alınmadığı takdirde bugün yaşananlardan daha karanlık günlerin bizi beklediğini kanaatindeyim.
Bütün buradan varacağımız sonuç 23 yıldır ülkeyi yöneten iktidar, ilmek ilmek işleyerek bir Ülkenin sonunu hazırladılar ve ülkemizi parçalamak için son düğümlerini atıyorlar.
Bunu da artık alenen deklere ediyorlar ittifak ortağının sözleri ve eski başbakan (Binali) İfadeleri yazıp vermişler eline okuyor; Anayasa değişikliğinin Türkiye için öncelikli olduğunu
belirterek anayasadaki vatandaşlık tanımının gözden geçirilmesi gerektiğini açıkladı
Yani daha öncede belirttikleri gibi Türk ü ve Türklüğü anayasadan silecekler..
Cezaevinde yatanların hepsine genel af ve federatif bir sistem…
Bugün KÜRTÇE yayın yapan ya da DEM-PKK haber sitelerine bakın.
Ellerinde PAÇAVRALAR sallanan çok görüntü var ve HEPSİ ÇOK MUTLU!
Demokratik uzlaşı olacak imiş…
Yurtdışı haberlere baktım ABD, İNGILTERE, RUSYA, AB çok mutlu…
Öcalan’ın çağrı yaptıklarına baktım İRAN PKK’sı
“Bizi ilgilendirmiyor esirin söyledikleri” diyor;
SURİYE PYD-SDG ya da YPG’ si de dedi ki:
”Bize değil bu çağrı, bizi ilgilendirmiyor…”
Şimdi gelelim tekrar hatırlatalım; Türk devletleri teşkilatı aksakallar heyeti başkanı Binali Yıldırımının anayasa çalıştayında söylediklerine.
“-ANAYASADAN TÜRKLÜĞÜ ÇIKARALIM; Çerkez’i var,
Arap var, Kürt var, Sünni var TÜRK tanımı değişmeli…
-Yerel yönetimler güçlendirilerek merkezi yönetim zayıflatılmalı…
-Elbette Cumhurbaşkanımıza tekrar adaylık yolu da açılmalı…”
Bunları söyleyen TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATININ KOMİSYON BAŞKANI.
Diyeceğimiz o ki; Gizli kapaklı uğraşmanıza gerek yoktu; zorlamasaydınız adını doğrudan Kürdistan ya da pkk istan anayasası koysaydınız.
Cumhurbaşkanı da apo olacak diyeydiniz tam olurdu.
Türk ve Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyetine, Atatürk’e dair ne varsa silmişler.
İlk 3 maddeyi kaldırmışlar.
Başkent yok.
İstiklal Marşı da yok.
“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.”
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.” kaldırılmış.
Yani Türkiye devleti artık bölünebilir, Türk Milleti de tabi ve ülkesi de bölünebilir.
Dili de Türkçe olamaz olsa olsa Türkçe resmi dil olabilir.
Atatürk’ü Anayasadan çıkarmışlar.
“Eşsiz kahraman Atatürk” gibi ifadelerin çıkarılmalıymış.
Taslakta “Başlangıç herhangi bir kişi kurum ya da değere meşruiyet kazandırmaktan uzak olmadır” ifadesi kullanılmış.
Çok dilli eğitimi yerleştirmişler.
Türk Ordusu ve Türk Bayrağı kaldırılmış elbette.
Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu kaldırılmış.
Türk kültürü, Türk tarihi, Atatürk gibi ilke ve inkılâpları kaldırılmış.
Herkes ana dilinde eğitim alacakmış.
Milli Güvenlik Kurulu kaldırılacakmış.
Anayasada etnik kimlik asla yer almayacakmış yani Türklük
Anadilde eğitimi yasaklayan düzenlemelere anayasada yer verilmemeliymiş.
Ülkede konuşulan farklı diller özel saygı ve korunması gereken tarihi ve kültürel bir mirasmış.
Anayasanın başlangıç metni tümüyle kaldırılmış,
Bu metin :
“Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman
Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda, Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak” ; diye devam ederdi.
Dolayısı ile Başlangıçta belirtilen temel ilklerin tamamı kaldırılmış. Türk Vatandaşlığı kaldırılmış
Vatandaşlık tanımı etnik kimliğe vurgu yapmayacakmış.
Türk Devleti kaldırılmış.
Türkiye Devleti olmuşuz.
Cumhuriyette kaldırılmış
Anadilin öğrenimi yerel yönetimlere bırakılmalıymış
Bu bir hak olarak anayasada yer almalıymış
Resmi dil ve anadilde eğitimin korunması anayasada yer almalıymış Türk Milleti yerine “Biz Anadolu Uygarlıkları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin çocukları dâhil “deniliyor yani
Anadolu uygarlıkları hem kimse artık Onlara sığıntı gibi “Türkiye Cumhuriyetinin çocukları dâhil “
ifadesiyle eşitlik ve barış içinde yaşayacakmışız.
Çift dilli eğitim olmalıymış.
Resmi dil Türkçe ve anadil birlikte olmalıymış.
İsteyen istediği dilde eğitim alacakmış
Atatürk ilke ve inkılapları asla yer almıyor zaten yer almamalıymış
Kamu yönetimi âdemi merkeziyet yani devlet merkezinin gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması gerekiyormuş; yani federalizm ve Cumhuriyet yerine Liberal ideoloji savunulmalıymış
Yerel yönetimler, özerklik şartları içerisinde özerk olmalıymış, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşma olan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartlarına koyduğu çekinceleri kaldırılması şartmış
Yani federe yönetimlerle, federalizm olmazsa olmazmış
Yerel yönetimler yani federe yönetimler merkeze mali açıdan bağlı olmayıp, merkezin vesayetinde de olmamalıymış
Birden çok iller birleşip yerinden yönetim örgütlenmeleri kurulmalıymış Yerel yönetimlerin kendi meclisleri olmalıymış
Yasama organına ait vergilendirme yetkisi yerel yönetimlere kısmen de olsa devredilmeliymiş Yerel Yönetimler vergilendirme yetkisi de olmalıymış ayrıca merkezi yönetim yerel yönetimlere pay aktarmalıymış Türkiye 20-25 bölgeye ayrılmalıymış
Bu bölge yönetimleri 250 ‘ye kadar çıkabilmeliymiş
Devlet de devlet tarafından değil, özerk kuruluşlar tarafından denetlenmeliymiş.
Benim anladığım şu; federalizm bile istenmiyor doğrudan Türkiye Cumhuriyeti yıkılıyor;
İçinden artık kaç devlet çıkarabilirlerse o kadar küçük devletçikler çıkarılıyor.
Bu PKK -ABD -Siyasal İslam kurgusu metin; böl, parçala yönet de demiyor.
Böl, parçala, yok et diyor.
Yıllardır adım adım getirdikleri bu durum vatandaşlarınızın ekseri çoğunluğunca bilmeden yaptıklarıdır.
Birileri çıkıp ta; Kendisine ‘’Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş Başkanıyım derken’’
Başlarına neler geleceğini bilmeyerek alkışlarla karşıladılar.
Hala da vatandaşın yarıya yakını olayların vahametinin farkında değiller.-alıntı-Araştırma- Vesselam..
Hoşça kalın, dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen