Kırşehir’de görev yaparken, evin Pazar ihtiyaçlarını eşimle alırdık.
Pazar günü Pazar kurulur bu güne memur pazarı denilirdi.
Pazar, pazartesi günüde davam ederdi…
Konumuz, iki ayağı engelli buna rağmen canla başla çalışan
bir Pazarcı esnafı vardı.
Sabah erken küçük arabasıyla sebze meyve haline gider
gücünce bir şeyler alır getirip satar.
El açmaz zor şartlarda işini yapan güzel bir insan.
Bu güzel gayretli adamdan alış veriş yapardık tanıdıklarla.
Yine eşimle alış veriş için markete gitmek için çıktık.
Önce Adamcağızın yanına gittik sattıkları içerisinde bize lazım olanlardan aldık
Tam biz alış veriş yaparken bir adamla karşılaştık.
Adam engelli adamın sattığı besin maddelerinden bir ondan bir
ötekinden alıp alıp yiyor.
Dayanamadım.
‘’Ne yapıyorsun’’ dedim?
Gayet pişkin pişkin,
‘’Tadına bakıyorum’’ demez mi?
‘’Senin tadına baktığın her şey çok pahalı ayıp değil mi?’’ Dedim,
Bırakıp gitti.
Yediği sanki kar kaldı.
Garip bir adam her zorluklara rağmen aslanlar gibi çalışıyor .
Çok İnsan biliyorum özellikle ondan alış veriş yapıyordu.
Bir asalak da gelmiş Tadına bakıyormuş…
Konuyla ilgili aklıma bir hikâye geldi;
Garibin biri Bal satan birinin yanına gider
Eskiden Bal Büyük Kalaylı Bakır leğenlerde satılırdı.
Adam Satıcıya sorar.
-Bu nedir?
Satıcı ‘’bal’’ der
Bal yemeyi kafa koyan adamcağız kendi kendine komut verir.
Bir parmak al der, bir parmak bal alır yer.
Satıcı hayret hayret bakarken
Adamcağız bir parmak daha alır.
Tabi her parmak bal okkalı satıcı zarar eder der.
Pişkin adam zarar ederse bana eder diye cevap verir.
Bal satan adam kızmaya başlar her parmak da epey bal gidiyor
Kızgın kızgın ‘’dert olsun’’ der.
Pişkin adam utanır mı?
Bir parmak da daha alayımda dört olsun der .
Bu asalak insanlar hala mevcut pazarlarda boy gösterirler .
Bu tip insanlar alış veriş merkezlerinde pazar yerlerinde her yerde karşılaşılıyor .
Marketler de açık da satılan yaş meyvelerden yiyerek gezerken ambalajlı şeker
ve benzeri gıda malzemelerini yiyip ambalajını sağa sola atanlara
ne yapılmalı bilemiyorum.
Pazar yerinde veya yollarda seyyar satıcıdan alış veriş
yapacakmış gibi yaklaşıp.
Bir salkım üzümü veya bir elma benzeri besin maddesini alıp gidiyor.
Birde dönüp satıcıya helal et demezler mi ?
Bana göre buda bir haksızlık. Ahlaksızlık.
Çok kardeşim, benzeri insanlar etrafımızda.
Mahallemizde ve hatta sokak ve yanımızda şerefsizler…
Adam marketlere giriyor bilhassa kış günü paltosunun içini dolduruyor para vermeden.
Pazarda, markette de her yerde alışkanlık hâline getirmişler.
Adamlarda utanma duygusu kalkmış her hırsızlıkta varlar.
Bazı marketler bunları deşifre etti, marketlere sokmuyorlar.
Ama tipleri insan, yine günaha gireceğim, ellerinde Kuran,
camilerden çıkmıyorlar ama hırsızlıkları bitmiyor…
O kadar profesyoneller ki pazarların ve marketlerin kalabalık
hali bunların harman zamanlarıdır.
Allah ıslah etsin..
Daha sağlıklı ortamlarda buluşmak dileklerimle… Vesselam..
Hoşça kalın, dostça kalın, sağlıklı kalın…
Ramazan Yazar
Emekli Teknik Öğretmen